31 Ocak 2009

Oscarlar 2008: En İyi Kadın Oyuncu Adayları

Her yıl olduğu gibi çok çekişmeli bir yarış var En İyi Kadın Oyuncu kategorisinde. Judi Dench'in yokluğu hissedilse de, Meryl Streep yine adaylar arasında. Dışarıda kalan Kristin Scott Thomas ve Sally Hawkins bile o kadar iddialıyken, adaylar ne kadar başarılı düşünün.

En İyi Kadın Oyuncu:
Anne Hathaway - Rachel Getting Married (0/0)
Angelina Jolie - Changeling (1/1)
Melissa Leo - Frozen River (0/0)
Meryl Streep - Doubt (2/14)
Kate Winslet - Reader (0/5)

Sinemaya 2001'de salak gençlik filmi "Princess Diaries" ile giriş yapan, sonrasında "Brokeback Mountain", "Devil Wears Prada" gibi filmlerde ciddileşip başarısını kanıtlayan Anne Hathaway, bu yıl "Rachel Getting Married" ile büyük övgüler toplamayı başardı. 26 yaşındaki aktris, filmde ablası Rachel'ın düğünü için evine dönen, uyuşturucu tedavisi gören Kym'i canlandırıyor. Bu rolü ile birçok ödüle aday gösterilip National Board of Review ve Broadcast Film Critics Assosciation gibi önemli eleştirmen ödüllerinin dahil olduğu 4 ödülü evine götürdü. Akademi'nin genç aktrislere olan aşkı ve performansının iyi eleştiriler almış olması düşünüldüğünde, Hathaway'in şansı hiç de küçümsenecek gibi değil.


Angelina Jolie, 1999'da "Girl, Interrupted"daki rolü ile Oscar aldığında henüz 24 yaşında, sarışın ve çocuksuzdu. Şu anda Brad Pitt ile evli ve toplamda 18 ay hamile kalarak 6 çocuk sahibi olmayı başarmış bir magazin ikonu. Jolie, Clint Eastwood ile ilk kez çalışıyor. Filmde, 20. yüzyılın ilk yarısında Los Angeles'ta kayıp çocuğunu arayan bir anneyi, Christine Collins'i canlandıran ünlü aktris, ne yazık ki güçlü rakipleri karşısında pek şanslı gözükmüyor.


Yılın sürprizi Melissa Leo, 48 yaşında ilk Oscar adaylığını elde etti. Yılın beğenilen bağımsızlarından "Frozen River"da evini kaybetmemek ve çocuklarına güzel bir yaşam sunabilmek için insan kaçakçılığı suçuna bulaşan Ray Eddy adındaki anneyi oynuyor Leo. Kendisi, daha önce birçok filmde küçük rollerde ve televizyonda karşımıza çıkmış; en çok 2003'te "21 Grams"daki performansı ile dikkat çekmişti.


Oscar kraliçesi, 2 Oscarlı, 15. adaylığı ile en çok Oscar adayı olmuş oyuncu ünvanına sahip Meryl Streep; bu yıl "Doubt" ile aday. Cinsel taciz suçlamaları ile çalkalanan bir Katolik okulunun lideri Rahibe Aloysius Beauvier rolünde döktürdüğü söylenen Streep, 59 yaşında 3. Oscar'ını almak için Anne Hathaway ve Kate Winslet ile yarışıyor.


Oscar açısından "sırası gelen" biri varsa, o da yıllardır Meryl Streep'in varisi olduğu söylenen Kate Winslet'tir. 6 kez Oscar adayı olan en genç oyuncu olan Winslet, bundan önceki beş adaylığında ne yazık ki evine eli boş dönmüştü. Adaylıklarından ikisini "Sense and Sensibility" ve "Iris"teki yardımcı rolleri ile alan hayatımın kadınlarından Winslet, bu yıl "Reader" ile 4. kez En İyi Kadın Oyuncu dalında aday. "Revolutionary Road"daki performansı çok beğenilse ve bu yıl "Reader" ile aldığı birçok ödülü En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu olarak aldıysa da Akademi kendisini bu kategoride bu film ile aday göstermeyi uygun görmüş. Winslet Oscar'ı bir kez daha ustası Streep'e kaptırırsa Streep'in "Reader"ın kampanyasını yürütenlere teşekkür etmesi gerektiğini söyleyenlerin sayısı sanal alemde bir hayli fazla.


Bu yıl dağıtılan ödüller arasında 3 aday öne çıkıyor: Meryl Streep, Kate Winslet ve Anne Hathaway. Bu ödüllerden en önemlileri olan Altın Küre'yi "Revolutionary Road" ile Kate Winslet, SAG Ödülü'nü ise Meryl Streep aldı. Fakat iki törende de Winslet'in "Reader" ile En iyi Yardımcı Kadın Oyuncu kategorisinde ödüllendirildiğini unutmamak gerek. Genel olarak kategoriye bakacak olursak, Altın Küre adayları arasında Melissa Leo yerine Kristin Scott Thomas; BAFTA'larda ise Leo ve Hathaway yerine duble-Kate Winslet ve Kristin Scott Thomas bulunuyor. Kısacası, ödülü alması gereken isim Kate Winslet. Fakat yanlış filmle aday gösterilmiş olması üçüncü kez Meryl Streep'in ya da ilk kez Anne Hathaway'in yüzünü güldürebilir. (İkincisi olursa gözyaşlarına hazır olun)

30 Ocak 2009

Oscarlar 2008: En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Adayları

Galibi en belli kategoride sıra. Heath Ledger, zamansız ölümünden birkaç ay önce çekimleri tamamlanan devleştiği "Dark Knight"taki Joker rolü ile yılın En İyi Yardımcı Erkek Oyuncusu olduğu kesinleşmiş olan isim. Tartışılabilecek tek şey, artık aramızda olmayan Ledger'ın ödülünü kendisi yerine kimin alacağı. (Adaylar: Christopher Nolan, annesi, babası, kız kardeşi ve kızının annesi Michelle Williams)

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu:
Josh Brolin - Milk (0/0)
Robert Downey Jr. - Tropic Thunder (0/1)
Philip Seymour Hoffman - Doubt (1/2)
Heath Ledger - Dark Knight (0/1)
Michael Shannon - Revolutionary Road (0/0)

Bu yıl Oliver Stone'un "W" adlı filminde de George W. Bush'u canlandıran son yılların yıldızı parlayan ismi Josh Brolin, "Milk"te ise gay hakları savunucusu senatör Harvey Milk'e muhalif bir eski-itafiyeci politikacı Dan White rolünde. Brolin, bu yıl dağıtılan ödüller arasında Heath Ledger'ı es geçen birkaç istisnanın sahibi oldu. 40 yaşındaki aktör,"Milk" ile iyi eleştiriler alan James Franco yerine bu kategoride filmin adayı olmayı başarsa da, filmde Sean Penn'in oyunculuğunun gölgesinde kalıyor.


43 yaşındaki Robert Downey Jr.'ın, 1992 yapımı "Chaplin"deki Chaplin rolü ile Oscar adayı olduktan sonra daha geniş bir kitleye hitap edebilmek için 2000li yılların başlarında "Ally McBeal" dizisinde oynaması yeterliydi. Uyuşturucu tedavisini de başarıyla tamamladıktan sonra, birçok güçlü rolde izledik kendisini. 2008'de ise önce "Iron Man" olarak, sonra da son yılların en efsanevi komedi karakterlerinden biri olan "Kirk Lazarus" olarak "Tropic Thunder"da çıktı karşımıza. Filmde başka birini oynayan başka birini oynayan başka biri olan Robert Downey Jr.'ın tüm Oscar kampanyası da "Kirk Lazarus" adıyla yapıldı. Heath Ledger ve Joker'i olmasaydı şu anda favorimin kesinlikle o olduğunu söyleyeceğim bir isim. Oscar adaylığına kadar giden bu rol ve oyuncusu, başarılarının büyük çoğunluğunu da Ben Stiller'ın ilk yönetmenlik deneyimine rağmen yapabildiklerine borçlu. Filmin içindeki oyuncu karakterlerin fake fragmanlarını filmin başına yerleştirmek gibi fikirlerine mesela. Ne de olsa sonradan Robert Downey Jr. için kurulan pazarlama stratejisinin çıkış noktası bu fikir.


Philip Seymour Hoffman, hep çok iyi bir oyuncuydu. Fakat son yıllardan ne olduysa artık, Akademi tarafından da farkedilen çok iyi bir oyuncu olmayı başardı. 2005'te "Capote" ile ilk adaylığında kazandığı Oscar'ından sonra geçen yıl da "Charlie Wilson's War"daki rolü ile adaydı ödüle. 41 yaşındaki oyuncu, bu yıl "Doubt"ta cinsel taciz suçlamalarının odak noktası haline gelen rahip Brendan Flynn'i canlandırıyor.


Heath Ledger, 1999'da "10 Things I Hate About You" adlı başarılı romantik film ile kendini gösterdi ilk kez. Daha sonra "Patriot", "Monster's Ball", "A Knight's Tale", "Casanova", "Brothers Grimm", "Brokeback Mountain", "Candy" ve "I'm Not There" gibi farklı tarzlarda filmlerle gittikçe geliştirdi kendini. "Brokeback Mountain"daki rolü ile ilk Oscar adaylığını 26 yaşında alan aktörün 29 yaşında dünyaya veda etmeden önce canlandırdığı son karakterlerden biri de kısacık kariyerinin zirve noktası olan Joker oldu. "Dark Knight"ın gerek gişede, gerekse aldığı eleştirlere göre bu kadar başarılı bir film olmasında en az yönetmen Christopher Nolan kadar rolü olan Ledger, büyük ihtimalle ölümünden sonra Oscar kazanan ikinci oyuncu olacak.


Yılın en iddialı yapımlarından olmasına rağmen Akademi'nin 3 adaylıkla bir kenara ittiği "Revolutionary Road"un büyük kategorilerdeki tek adaylığı, bir akıl hastasını canlandıran 34 yaşındaki Michael Shannon'ın bu daldaki sürpriz adaylığı oldu. Shannon, "Slumdog Millionaire"in oyuncusu Dev Patel'i sollayarak bu kategorideki yerini aldı.


Altın Küre ve SAG Ödülü dahil bu yıl bu kategoride dağıtılan birçok ödülü aldığı gibi, Oscar'ın da galibi çok büyük bir ihtimalle Ledger olacak. Fakat diğer adayların performanslarına bakacak olursak; Shannon ve Brolin Altın Küre ve BAFTA Ödülü adayları arasında bulunmuyor. SAG ise yalnızca Shannon'ı aday göstermemiş.

Oscarlar 2008: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Adayları

Kate Winslet'in "Reader" ile En İyi Kadın Oyuncu olarak aday gösterilmesi sonucu, güçlü bir rakibi eksilmiş olan yan rollerdeki beş yetenekli aktris şöyle sıralandı bu yıl:

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu:
Amy Adams - Doubt (0/1)
Penelope Cruz - Vicky Cristina Barcelona (0/1)
Viola Davis - Doubt (0/0)
Taraji P. Henson - Curious Case of Benjamin Button (0/0)
Marisa Tomei - Wrestler (1/2)

Tüm oyuncuları bu yıl 3 farklı kategoride aday gösterilen "Doubt" ile bu kategoride aday olan iki isimden ilki Amy Adams. 2002'de yıldızı "Catch Me If You Can"deki küçk rolü ile parlayan Adams, asıl çıkışını 2005'te şirin bir bağımsız bir film olan "Junebug" ile yaptı. O yıl Oscar dahil bir çok ödüle aday gösterilen ve çoğunu toplayan Adams'ın 34 yaşında ikinci Oscar adaylığı. Aktris "Junebug"da Kuzey Carolina'lı hamile ve çocuksu Ashley'i oynamış, geçtiğimiz yıl "Enchanted"da ise kendisini şaşkın bir Disney prensesi olarak görmüştük. Bu yıl "Doubt"ta ise Rahibe James rolünde izleyeceğiz kendisini.


"Doubt" ile aday olan ikinci isim ise Viola Davis. Daha önce hep küçük rollerde izlediğimiz Davis'in ilk Oscar adaylığı (ve daha bir çok ödüle ilk ve tek adaylığı). "Doubt"ın geçtiği dini okulda, filmin genelindeki gerilimi yaratan cinsel taciz suçlamasının maduru olan çocuğun annesi rolündeki Davis'in bu rol için biraz da çirkinleştiğini söyleyebiliriz (bkz. aşağıdaki fotoğraf) (ya da imdb'deki fotoğraflarında çok makyaj var). Davis, 43 yaşında.


Bu yıl Kate Winslet'in yokluğuna en çok sevinmesi gereken isim ise Penelope Cruz. 2006 yılında "Volver" ile En İyi Kadın Oyuncu kategorisinde aday gösterilen 34 yaşındaki İspanyol oyuncu, ülkesinde Pedro Almodovar filmleri ile ünlenmiş, Hollywood'a ise 2000li yılların başında "Captain Corelli's Mandolin", "Blow" ve "Vanilla Sky" gibi filmlerle hızlı bir giriş yapmıştı. Aynı zamanda bir dönem Tom Cruise ile olan ilişkisi ile de gündeme gelen, dünyanın en güzel kadınlarından biridir. Woody Allen ile ilk kez çalışan Cruz, filmde iki Amerikalı güzeli kendine aşık eden bir İspanyol yakışıklısının fazlasıyla çatlak eski karısını oynuyor. Woody Allen tarzı doğaçlamanın güzelliğini İspanyolca, İngilizce ve İspangilizce duymak isteyenlere de bir oyunculuk ziyafeti sunuyor. Cruz bu rolü ile bu yıl 5'ten fazla ödül aldı.


Taraji P. Henson, daha çok televizyonda görmeye alışkın olduğumuz bir aktris. 38 yaşındaki oyuncu, yılın en çok konuşulan filmlerinden biri olan "Curious Case of Benjamin Button"da yaşlı bir adam olarak doğan Benjamin'in bakıcısı rolünde.


1992'de 28 yaşındayken ilk Oscar adaylığında ödülü "My Cousin Vinny" filmindeki yardımcı rolü ile kazanan Marisa Tomei, 2001'deki "In the Bedroom"dan sonra bir kez daha adaylar arasına, yine yardımcı oyuncu kategorisinde geri döndü. Efsanevi geri dönüşlerin filmi olan "Wrestler"da orta yaşlı bir striptizciyi cesurca canlandıran Tomei, Mickey Rourke'un gölgesinde kalsa da ortalamanın çok üstünde bir oyunculuk sergiliyor.


Kategorinin önemli ödüllerinden Altın Küre ve Screen Actors Guild Awards (SAG)'da Kate Winslet "Reader" ile bu dalda aday gösterildiği için kazanan bu adaylardan hiçbiri değildi. Winslet'in varlığı nedeniyle aday gösterilmeyen isimler ise Altın Küreler'de Taraji P .Henson, SAG'de ise Marisa Tomei idi. BAFTA adaylarında ise durum biraz daha karmaşık: Kate Winslet söz konusu olmasa da Taraji P.Henson ve Viola Davis adaylar arasında bulunmuyor. Oscarlarda ise kategorinin galibi Penelope Cruz olacak ve Javier Bardem'den bir yıl sonra yine bir yardımcı oyuncu kategorisinde İspanya'ya bir Oscar gidecekmiş gibi duruyor.

29 Ocak 2009

Oscarlar 2008: En İyi Yabancı Film Adayları

Kıskandığımız ve içinde yer almaya bu kadar yakınken hüsrana uğradığımız kategori "En İyi Yabancı Film" kategorisiydi biliyorsunuz. Nuri Bilge Ceylan'ın Cannes Film Festivali'nde "En İyi Yönetmen" ödülünü kazanmasını sağlayan "Üç Maymun"du aday adayımız ve 9 filmlik kısa listede yer alıyor, güçlü adaylardan biri olarak gösteriliyorduk. Rakiplerimizden yüzleri gülenler ise şunlar oldu:

En İyi Yabancı Film:
Baader Meinhof Complex (Der Baader Meinhof Komplex - Almanya (3/16))
Class (Entre les Murs - Fransa (9/34))
Departures (Okuribito - Japonya (0/11))
Revanche (Avusturya (1/2))
Waltz with Bashir (Vals Im Bashir - İsrail (0/7))

3 Yabancı Film Oscar'ının 2'sini son 10 yıl içinde (2002 - Nowhere in Africa, 2006 - Lives of Others) almış olan Almanya, bu yıl merakla beklediğim "Der Baader Meinhof Komplex" ile aday. Politik, anarşist ve terörist konulara parmak basan hareketli bir film olduğunu duyduğum film, her ne kadar güçlü bir aday olduğu söylense de Almanya'ya 4. Oscar'ını kazandırması biraz zor gibi duruyor.

Bugüne dek 34 adaylıkla bu kategoride en çok aday olan 9 Oscarlı ülke Fransa, bu yıl Cannes'dan Altın Palmiye ile dönen "Entre les Murs" ile aday oldu. Filmekimi'nde seyretme fırsatı bulduğum ve çok beğendiğim sımsıcak, akıp giden ve doğal bir filmdi "Entre les Murs". Tek mekanda geçen filmlerden nefret etmeme rağmen, bir sınıf ortamını ve öğrenci-öğretmen ilişkilerini bu kadar güzel gözlemlerle verebilen; bunu yaparken de kültür çatışmnalarından politikaya, edebiyattan felsefeye, hatta futbola kadar uzanan birçok konuda konuşan bir film. Benim kategorideki favorim, ama ne yazık ki istatistiklere göre Altın Palmiye alan filmlerin Oscar şansı bir hayli düşük.

"Departures" aramın hiç iyi olmadığı Uzakdoğu Sineması'na biraz daha soğumama neden olan film oldu bu yıl "Üç Maymun"un yerini alarak. Bugüne dek hiç Oscar'ı bulunmayan Japonya'nın aday filmi, işsiz kalan bir çellistin evine dönüşünü anlatıyor.

"Revanche", 1986'daki ilk adaylığından beri ilk kez geçen yıl bu kategoride aday olmayı başarabilen ve Oscar'ı "Counterfieters" ile kazanan Avusturya'nın adayı. Polisiye bir suç filmi olan "Revanche"'nin iki yıl üstüste aynı ülkenin ödüllendirilmesi istisnasını gerçekleştirip ödülü kazanacağını düşünmüyorum.

Bu yılın kazananı gibi gözüken ülke ise "Waltz with Bashir" ile İsrail. Hem animasyon, hem belgesel, hem de yabancı film olma özelliği taşıyan ve teknik anlamda bu yüzden birçok artısı bulunan "Waltz with Bashir"; ayrıca İsrail'in iğrenç bir savaşın içinde bulunduğu bir politik ortamda savaş karşıtı temasıyla da dikkatleri çekiyor. Altın Küreler'de de Almanya ve Fransa'nın aynı filmleri ile yarışan ve geceden ödülle ayrılan film, Filmekimi'nde ülkemizde gösterilmişti. "Waltz with Bashir" aynı zamanda hem En İyi Animasyon, hem de En İyi Yabancı Film dallarında BAFTA ödüllerine aday. Ayrıca gerek orijinal müzikleri, gerekse soundtrack şarkıları ile kulağa da hitap ediyor. Açıkçası -favorim olmamasına rağmen- bu yıl Türkçe ve İngilizce dışındaki dillerde izlediğim en iyi filmlerden biri ve bir animasyondan da bir belgeselden de çok öte bir deneyim kendisi. İsrail, 8. adaylığıyla büyük ihtimalle Oscarlı ülkeler arasında katılacak.

28 Ocak 2009

Oscarlar 2008: En İyi Animasyon Adayları

Pixar, Dreamworks ve Walt Disney bir kez daha karşı karşıya...

En İyi Animasyon:
Bolt (Walt Disney Animation Studios)
Kung Fu Panda (Dreamworks Animation Studios)
Wall-E (Pixar Animation Studios)

Walt Disney, bir dizide süper-köpeği oynadığı hayatını gerçek hayat sanıp, stüdyodan kaçınca dünyanın kaç bucak olduğuyla yüzleşmek zorunda kalan bir köpeğin hikayesini anlattığı "Bolt" ile yarışta bu yıl. Geç vizyon tarihinin getirdiği akılda kalıcılığın gazı ve avantajıyla sadece En İyi Yabancı Film değil, bu kategorinin de favorileri arasında gösterilen İsrail animasyon-belgeseli "Waltz with Bashir"in yerine 3 aday arasına girmeyi başarabilmiş.


"Kung Fu Panda" ise animasyonun Oscarları Annie Ödülleri'nde bu yıl en fazla adaylığa sahip film. "Wall-E"nin animasyondan çok bir sinema filmi olarak değerlendirildiği bir ortamda böyle eğlenceli ve komik bir animasyonun öne çıkması çok doğal zaten. Hiç sevmediğim Jack Black'in inanılmaz matrak seslendirmesi kendisine çok gülmemi sağlamıştı. "Kung Fu Panda", kıçını bile zor kaldıran bir pandanın yanlışlıkla Kung Fu okulunun varisi seçilmesini mütakiben gelişen komik olaylar üzerine kurulu.


"Wall-E" ise "Toy Story", "A Bug's Life", "Monsters, Inc." ve "Finding Nemo"dan sonra Andrew Stanton'ın bir ilişkisi olan beşinci Pixar harikası. En İyi Film kategorisinde aday olma ihtimalinden konuşulacak kadar başarılı (o kadar da değil ama neyse) bir animasyon. Çok çok çok az konuşma olmasına rağmen mesajını bu kadar güzel verebilen; gerek efektleri gerekse şirin robotlar ve çıkardıkları seslerle kendine hayran bırakan ve tabii ki Wall-E ile Eve'in aşkı ile duygulandıran bir film.

Fazla söze gerek yok; geçen yıl "Ratatouille" ile olduğu gibi, bu yıl da "Wall-E" ile Pixar'ın galibiyeti kesin gibi.

27 Ocak 2009

Oscarlar 2008: En İyi Orijinal Senaryo Adayları

Bu yılın en çok sürprize sahip kategorisi En İyi Orijinal Senaryo oldu. "Vicky Cristina Barcelona", "Rachel Getting Married", "Visitor" ve "Wrestler" gibi kategorinin favorileri aday listesi dışında kaldı. Önemli bir hayran kitlesine sahip fakat Altın Küreler haricinde fazla ödül yüzü görmeyen efsane film "In Bruges" ve yılın beğeni toplayan bağımsızlarından "Frozen River"ın yukarıda saydığım filmler yerine aday gösterilmesi ise sürprizin diğer yarısını oluşturuyor.

En İyi Orijinal Senaryo:
Frozen River (Courtney Hunt (0/0))
Happy-Go-Lucky (Mike Leigh (0/5))
In Bruges (Martin McDonagh (1/1))
Milk (Dustin Lance Black (0/0))
Wall-E (Andrew Stanton (1/3), Jim Reardon (0/0))

"Frozen River", Oscar aday tahminleri listelerinde değil ilk 5'e, ilk 10'a bile girmiyordu yıl boyunca. Fakat Courtney Hunt'ın başarıyla yönettiği ilk filmi Melissa Leo'nun oyunculuğunun da etkisiyle olumlu eleştiriler alıyordu. İlk senaryosu ile sürpriz adaylığı yakalayan Hunt'ın sonraki filmlerini de merakla bekliyorum.

"Happy-Go-Lucky" İngiliz yönetmen ve senarist Mike Leigh'in Akademi'nin dikkatini çeken dördüncü filmi. 1996'da "Secrets & Lies" ve 2004'te "Vera Drake" ile hem En İyi Yönetmen hem de En İyi Orijinal Senaryo dalında aday olan Leigh; bu yıl "Happy-Go-Lucky" ile 1999 yılında "Topsy Turvy" ile olduğu gibi yalnızca senaryo dalında listeye girebildi. Sally Hawkins'in En İyi Kadın Oyuncu dalındaki yokluğu, filmin fazla taraftarının olmadığına işaret ediyor ve Leigh'in 6. adaylığı ile de İngiltere'ye eli boş dönmesi anlamına geliyor büyük ihtimalle.

"In Bruges", "Frozen River" gibi bir ilk film, ve yine onun gibi bir sürpriz. Martin McDonagh 2005'te çektiği "Six Shooter" adlı kısa filmi ile bir Oscar kazanmış ve 3 yıl sonra ilk uzun metraj filmini yazmış/çekmiş. "In Bruges" yılın en iyi filmlerinden biri bence. (En azından şimdiye kadar seyrettiklerim arasında öyle.) Fakat Oscar'a aday olması bile sürprizken, ödül şansından bahsetmek komik olabilir.

"Milk" bu kategorideki tek En İyi Film adayı. Genelde senaryo kategorilerinde yalnız kalan bir En iyi Film adayına ödülün verilmesi alışılmış bir durum. Ve Dustin Lance Black'in ilk filmlerine ve ilk senaryolarına imza atanların ağırlıkta olduğu bir kategoride diğerlerinden fazla eksiği yok gibi.

Son olarak son Pixar harikası "Wall-E"... Daha önce "Finding Nemo" ve "Toy Story" ile bu dalda aday olmuş, 2003'te "Finding Nemo"nun yapımcılarından biri olarak En İyi Animasyon Oscar'ını kazanmış Andrew Stanton'ın elinden çıkma bir senaryo "Wall-E"ninki. Stanton'a Jim Reardon eşlik etmiş.

BAFTA adayları arasında bu 5 adayın yalnızca ikisine, "Milk" ve "In Bruges"e yer verilmiş; WGAW ise bu sayıyı 1e indirerek yalnızca "Milk"i 5 filmlik aday listesine koymuş. Kısacası, filminin En İyi Film adayı olmasının avantajını da kullanarak yarışın önde giden ismi "Milk" ile Dustin Lance Black. Fakat yine her şey olabilir diyor; En iyi Animasyon ve birkaç teknik ödülü yeterli bulmazlarsa "Wall-E"nin, sırası gelene şans vermek isterlerse "Happy-Go-Lucky"nin, hatta ve hatta "In Bruges"ün bir sürpriz yapabileceğini hesaba katmak lazım diye düşünüyorum.

Oscarlar 2008: En İyi Uyarlama Senaryo Adayları

Son 3 senedir olduğu gibi, bu yıl da tüm "En İyi Film" adaylarının orijinal ya da uyarlama senaryo dalında aday olduğu bir yıl oldu. Fakat bu yıl bir değişiklik olarak, uzun zamandır ilk kez (benzer bir duruma rastlamak için 1995'e kadar gitmek gerekiyor) "En İyi Film" adaylarının dördü Uyarlama Senaryo dalında aday. Bu film senaryolarından ikisi roman ("Reader" ve "Slumdog Millionaire"), biri öykü ("Curious Case of Benjamin Button"), diğeri ise tiyatro oyunu ("Frost/Nixon") uyarlaması. Onlara bir başka tiyatro oyunu uyarlaması olan "Doubt" eşlik ediyor.

En İyi Uyarlama Senaryo:
Curious Case of Benjamin Button (Eric Roth (1/3))
Doubt (John Patrick Shanley (1/1))
Frost/Nixon (Peter Morgan (0/1))
Reader (David Hare (0/1))
Slumdog Millionaire (Simon Beaufoy (0/1))

Kuşkusuz bu adaylar içinde gerek konusu, gerekse büyüleyiciliği ile dikkatleri çeken "Curious Case of Benjamin Button". Eric Roth, daha önce "Forrest Gump", "Insider" ve "Munich" gibi uyarlama senaryolarıyla dikkat çeken ve bunlardan "Forrest Gump" ile 1994'te Oscar kazanan bir isim. Bu yıl uyarladığı eser ise F.Scott Fitzgerald'ın aynı adlı öyküsü. Kısa bir öyküden 2.5 saatlik bir film senaryosu çıkarmak zor bir iş ve Akademi daha önce benzer işlere imza atan isimleri görmezden gelmedi. (örneğin 2005, "Brokeback Mountain") Diğer yandan filmin senaryosunun "Forrest Gump" ile birçok ortak nokta taşıdığı söylentileri ve tartışmaları yazarın Oscar şansını azaltmış olabilir.

John Patrick Shanley "Moonstruck" ile aldığı Oscar'ından 21 yıl sonra ikinci adaylığını kendi tiyatro oyunundan uyarladığı "Doubt" ile aldı. Benzer bir cümleyi diğer bir aday Peter Morgan için de kurmak mümkün: Peter Morgan 2 yıl önce ilk adaylığında "Queen" ile kaçırdığı Oscar'a bu kez kendi tiyatro oyunundan uyarladığı "Frost/Nixon" ile aday. Morgan, yine biyografik ve belgesel kıvamda bir konuyu işlese de bu kez senaryosu "Queen"de olduğu gibi orijinal değil, -her ne kadar kendinden uyarlama durumu olsa da- bir uyarlama senaryo. Tiyatro sahnesi için yazılmış senaryoları sinemaya uyarlamak da en az kısa öyküleri uyarlamak kadar zor. Bir tiyatro sahnesine hapsolarak oynanan oyunların aksine sinemada mekan özgürlüğü var çünkü haliyle. Ve oyuna sadık kalmakla, tek mekana sıkışmış bir film yapmamak arasındaki ayarın güzel tutturulacağı bir uyarlama yapmak gerekmekte.

Yılın roman uyarlamaları ise "En İyi Film" adayı olarak herkesi şaşırtan "Reader" ve 2008'in favorisi "Slumdog Millionaire". "The Reader" ya da orijinal adı ile "Der Vorleser", Bernhard Schlink'in imzasını taşıyor. Romanı sinemaya uyarlayan ise 2002'de yine Stephen Daldry'nin yönettiği "The Hours"ın uyarlaması ile Oscar adayı olan David Hare. "Slumdog Millionaire"in kaynağı ise orijinal adı "Q&A" olan Vikas Swarup romanı. Uyarlamayı yapan İngiliz Simon Beaufoy, 1997'de "Full Monty"nin orijinal senaryosu ile Oscar adayı olmuş.

HFPA orijinal/uyarlama dinlemeden tek kategoride verdiği "En İyi Senaryo" ödülüne bu yıl yalnızca uyarlama senaryoları aday göstermiş ve o 5 aday, bu kategoridekilerle aynı olmuştu. Ödülü kazanan ise "Slumdog Millionaire" ile Simon Beaufoy idi. BAFTA, adayları arasında "Doubt" yerine "Revolutionary Road"a yer verirken; Writers Guild of America (West) (WGAW) ödüllerinde adayların arasında "Reader" yerine "Dark Knight" bulunuyor.

Son iki yıldır yılın en çok dikkat çeken ve en hayat dolu bağımsız filmi (2007, "Juno"; 2006, "Little Miss Sunshine") "En İyi Orijinal Senaryo" dalında ödüllendirilirken bu yıl bu ünvanı hak eden "Slumdog Millionaire" bir roman uyarlaması. Bu yüzden Akademi'nin bu geleneği bozmayarak filmi bu dalda (da) ödüllendirmesi çok olası. Fakat diğer tüm kategorilerde olduğu gibi, bu kategori de "Slumdog Millionaire" ve "Curious Case of Benjamin Button" arasındaki rekabetten etkilenebilir.

26 Ocak 2009

Oscarlar 2008: En İyi Orijinal Müzik Adayları

Akademi ile fazla uyuşmayan müzik zevkimiz bu yıl da kendini gösterdi. Yani isimler doğru ama, filmler yanlış. Karmaşık duygular içindeyim. 1995-1998 yılları arasında 60lı yıllar öncesi kategorizasyonu geri getirerek Dramatik ve Komedik Müzikler olarak iki ayrı kategoride ödül dağıtan Akademi, 1999 yılında kategoriyi tekrardan daralttı. Bu da son 10 yıldır çok önemli bestecilerin dışarıda kalması ya da hala ödüllendirilmemiş olması anlamına geliyor ne yazık ki. Bu seneki adaylar arasında efsaneleşme yolunda hızla ilerleyen, geleceğin John Williams'ları olmaya aday Thomas Newman, Alexandre Desplat, James Newton Howard ve Danny Elfman gibi isimler varken hiçbirinin henüz ödüllendirilmemiş oluşu bunun en büyük kanıtı.

En İyi Orijinal Müzik:
Curious Case of Benkamin Button (Alexandre Desplat (0/1))
Defiance (James Newton Howard (0/7))
Milk (Danny Elfman (0/3))
Slumdog Millionaire (A.R.Rahman (0/0))
Wall-E (Thomas Newman (0/8))

Fransız Alexandre Desplat, geçmişteki ilk ve tek Oscar adaylığını 2006'da "Queen"in müzikleri ile alsa da; bugüne kadar "Girl with a Pearl Earring", "Syriana" ve "Painted Veil" gibi filmlerin birer başyapıtlar topluluğu olan müziklerine imza atmış bir isim ve 2006'da "Painted Veil" ile kazandığı bir adet Altın Küresi var. "Curious Case of Benjamin Button"da flüt, zilli çalgılar ve yaylılar ağırlıklı bir tema müziğini tercih etmiş Desplat. Yaptığı müziğin "Syriana" ve "Painted Veil" müziklerinin karışımının daha güzeli olduğunu söyleyebilirim. Hatta çoğu zaman 'psychedelic' bir havası var.

James Newton Howard, M.Night Shyamalan filmlerini müzikleriyle güzelleştiren ve Edward Zwick filmlerine gerekli gazı veren isim olarak tanınıyor. Bugüne dek bu saydığım yönetmenlerin "Sixth Sense", "Village", "Last Samurai" ve "Blood Diamond" gibi filmlerinin müziklerine imza atmış; buna ek olarak son iki Batman filminin müziklerini Hans Zimmer ile beraber bestelemiş ve 2005'te "King Kong"un müzikleri ile yıldızlaşmış bir isim. 90lı yıllardan günümüze dek aldığı 7 adaylıktan eli hep boş dönen Howard'a "Defiance"taki dramatik müziklerinde solist Joshua Bell kemanıyla eşlik ediyor. Oldukça duygusal ve depresif bir teması olan "Defiance" müzikleri, J.N.Howard'ı aday listesine sokan film olsa da, bu yıl kendisine "Dark Knight" ile daha çok şans veriliyordu. Bu yılın en rezalet filmlerinden biri olan "The Happening"in çok güzel müzikleri ise ne yazık ki filmin başarısızlığı ile dibe sürüklendi.

Danny Elfman, Tim Burton ile anılan ve eğlenceli müzikleriyle tanınan bir isim. Yönetmenin hepsi de çok güzel müziklere sahip "Beetlejuice", "Nightmare Before Christmas", "Corpse Bride", "Edward Scissorhands" ve "Big Fish" gibi filmlerinde çalışmış, aynı zamanda 1996'da Gus van Sant'ın "Good Will Hunting"inin müzikleri ile ilk Oscar adaylığını kazanmış. Tim Burton filmleriyle özdeşleşmiş olmasına rağmen, Elfman bu yılki adaylığını da yine bir Gus van Sant filmi olan "Milk" ile aldı. "Main Title"ı -çok afedersiniz ama- asansör müziğine benzeyen bu film yerine yılın en mükemmel film müziği olduğunu düşündüğüm "Wanted" ile aday olması çok daha muhteşem bir etki yaratır, Danny Elfman ilk Oscar'ını kucaklayabilirdi sanki. Belli ki ses departmanı dışında kimse filmi izlememiş.

A.R.Rahman, "Slumdog Millionaire"de Hint ezgilerini modern müzikle birleştirdiği bir çalışmaya imza atmış olsa da, hatta bu çalışması ile geçtiğimiz haftalarda bir adet Altın Küre kazanmış olsa da; kendisinin alması gereken ödülün kesinlikle ama kesinlikle En İyi Orijinal Şarkı ödülü olması gerektiğini düşünüyorum. Müzikle değil, şarkılarla zenginleşmiş bir soundtrack çünkü "Slumdog Millionaire"inki.

Son olarak geçmişte biri En İyi Orijinal Şarkı kategorisinde olmak üzere (bu yıl da her iki kategoride aday) 8 kez Oscar adayı olmuş fakat eli hep boş dönmüş bir isim olan Thomas Newman var. "Wall-E"nin çok güzel müzikleriyle "American Beauty", "Finding Nemo" ve "Lemony Snicket's A Series of Unfortunate Events" gibi filmlerdeki başarısını aratmayan Newman, bu yıl Akademi'nin pek sevmediği "Revolutionary Road"un müziklerini de yaptı. Kendisi, çift adaylığı hak ediyordu bu sene.

Akademi tarihinin en çok Oscar adaylığı ve ödülü kazanmış isimlerinden John Williams'ın bu kez es geçilmesi, ne yalan söyleyeyim beni sevindirdi. Bu kadar başarılı işlerin çıktığı -fakat görmezden gelindiği- bir yılda en azından gençlere yer verilmesi sevindirici. HFPA bu yıl Altın Küre'lerde Danny Elfman ve Thomas Newman yerine "Forst/Nixon"ın bestecisi Hans Zimmer'i ve "Changeling" ile Clint Eastwood'u aday göstermiş; ödülü A.R.Rahman'a vermişti. BAFTA'lara ise James Newton Howard, Hans Zimmer ile ortak çalışması "Dark Knight" ile aday gösterildi. Diğer yandan BAFTA'ların En İyi "Orijinal" Müzik yerine En İyi Müzik adını taşıyan kategorisi Danny Elfman'ın "Milk"i yerine "Mamma Mia!"nın tercih edilmesine neden olmuş. IFMCA (International Film Music Critics Association) ise onlarca dalda dağıttığı ödüllerinde Oscar adayı isimlerin hepsine yer vermiş. Fakat en prestijli ödülleri olan "Yılın En İyi Fİlm Müziği"ne "Slumdog Millionaire" ve "Defiance" aday değil.

Akademi, bu yıl tüm tercihlerini çok sevilen "Slumdog Millionaire"den yana kullanırsa bu dalın galibi de A.R.Rahman olacakmış gibi gözüküyor. Fakat söyleyip durduğum gibi, Rahman'ın alması gereken ödül "En İyi Orijinal Şarkı". Eğer Akademi'nin favorisi 13 dalda aday olan "Curious Case of Benjamin Button" ise Alexandre Desplat'ın yüzü gülecekmiş gibi. Sırası gelen isim ise tabii ki, Thomas Newman.

Oscarlar 2008: En İyi Orijinal Şarkı Adayları

Adaylar açıklandığında Oscar takipçilerini şoka uğratan bir başka dal, En İyi Orijinal Şarkı dalı oldu. Öncelikle 49 şarkılık listeden 5 şarkı çıkmasını fazla görüp, 3 şarkıyla sınırlamışlardı kategoriyi. İkincisi, "Wrestler"ın Bruce Springsten imzalı çok beğenilen Altın Küreli şarkısı "Wrestler" aday değildi.

Akademi bu yıl; iki sene önce "Dreamgirls", geçen yıl da "Enchanted"ın bu kategoride 3 ayrı şarkı ile gözükmesinden sonunda rahatsız olup, kurallarını güncelleyerek bir filmden en fazla iki şarkının aday olabileceğini söylemişti. Muhtemelen bu kural olmasaydı, "Slumdog Millionaire"in üç şarkısının bulunduğu 5 şarkılık bir liste görebilirdik.

En İyi Orijinal Şarkı:
"Down to Earth" / Wall-E (Söz: Peter Gabriel (0/0), Müzik: Peter Gabriel & Thomas Newman (0/8))
"Jai Ho" / Slumdog Millionaire (Söz: Gulzar (0/0), Müzik: A.R.Rahman (0/0))
"O Saya" / Slumdog Millionaire (Söz: Maya Arulpragasam (0/0) & A.R.Rahman (0/0), Müzik: A.R.Rahman)

58 yaşındaki İngiliz şarkıcı eski Genesis solisti Peter Gabriel, "Wall-E"de film için yazdığı ve müzikleri filmin müziklerini besteleyen Thomas Newman imzasını taşıyan "Down to Earth"ü seslendiriyor. Şarkı, filmin kapanışındaki kısa animasyon tadındaki görüntülere eşlik ediyor yazılar akarken. Film gibi, aynı anda hem sıcak hem de robotik olmayı başarabilen bir şarkı; sözleri de filmin yarattığı havayı yakalayan ve ona uyan sözler.

"Slumdog Millionaire" ise (ki bence A.R.Rahman 22 Şubat gecesi bir ödül alacaksa bu kesinlikle En İyi Orijinal Müzik değil, En İyi Orijinal Şarkı olmalı) iki şarkı ile aday. Hint müziklerini modern müzikle birleştiren inanılmaz bir soundrtack albümüne sahip filmde çalan iki şarkı "Jai Ho" ve "O Saya" ile... "O Saya"yı ve filmdeki birçok şarkıyı seslendiren M.I.A. aynı zamanda şarkının söz yazarı. Eminim favori şarkılarımdan "Ringa Ringa" ve "Paper Planes" de kısa listede yer alsalardı, aday da olabilirlerdi. Aday gösterilen iki şarkı arasındaki favorimse doğulu ezgileri, davul sesleri ve "Jai Hooo!!" çığlıkları ile "Jai Ho".

Altın Küre'lerde bu üç şarkıdan yalnızca "Down to Earth" adaydı. Ödülü ise Akademi'nin aday göstermediği "Wrestler" almıştı. (Akademi Disney aşığı olmasına rağmen 12 adet "High School Musical 3" şarkısı ve 2 adet "Bolt" şarkısını da görmezden geldi bu sene. Disney dışında "Hamlet 2"nin komiklik dolu şarkısı "Rock Me Sexy Jesus", Regina Sepktor şarkısı "The Call" ve Beyonce'nin "Cadillac Records"da söylediği "Once in a Lifetime" gibi şarkılar da bir kenara itilmiş.) Eğer Akademi yıllardır ödül vermediği Thomas Newman'ı ödüllendirmek istiyorsa A.R.Rahman'ı tercih etmediğim ve kendilerinden nefret etmeme neden olacak bir şekilde En İyi Orijinal Müzik dalında ödüllendirecekler. Ama bunu hakeden insanlara hakettikleri şekilde vermeyi de tercih edebilirler pek tabii ki. -umarım. Ama "Slumdog Millionaire" şarkılarının oy bölünmesine neden olarak "Wall-E"ye bu dalda bir ödül kazandırması daha olası.

25 Ocak 2009

Oscarlar 2008: En İyi Görüntü Yönetmenliği Adayları

En iyi görüntüleri bize veren insanların ödüllendirildiği kategoride sıra. İki yıldır beni üzen bir kategori kendisi. Geçen yıl özellikle "Assassination of Jesse James by the Coward Robert Ford"da harikalar yaratan ve iki ayrı filmle aday olan Roger Deakins'i görmezden gelen, 2006'da ise kameraya kan sıçratan Emmanuel Lubezki'yi eli boş yollayan Akademi; bu yıl da Deakins'in "Revolutionary Road"daki sanatını görmezden geldi. Onun yerine Chris Menges ile ortak çalışması olan "Reader"ı tercih etti. Diğer bir görmezden gelinen harika çalışma ise "Defiance" ile Eduardo Serra'nınki oldu. En İyi Görüntü Yönetmenliği listesinde de bu yıl Oscar yarışında yeni 3 isim var.

En İyi Görüntü Yönetmenliği:
Changeling (Tom Stern (0/0))
Curious Case of Benjamin Button (Claudio Miranda (0/0))
Dark Knight (Wally Pfister (0/2))
Reader (Chris Menges (2/3), Roger Deakins (0/7))
Slumdog Millionaire (Anthony Dod Mantle (0/0))

Tom Stern, "Changeling" ile birlikte "Gran Torino"da da Clint Eastwood ile birlikte çalışmış. Stern ve yönetmenin bu iş birliği 2003 yılındaki "Mystic River"dan beri sürüyor.

"Curious Case of Benjamin Button"ın görüntü yönetmeni Claudio Miranda, David Fincher'ın "Se7en", "Fight Club" ve "Zodiac" gibi filmlerinde yönetmenin ekibinde yer alsa da ilk kez kendisi için görüntü yönetmenliği yapıyor.


"Dark Knight"ın görüntü yönetmeni Wally Pfister, Christopher Nolan'ın vazgeçilmezi. Her filminde kendisinin yanında olan görüntü yönetmeni "Batman Begins" ve "Prestige" ile ilk Oscar adaylıklarını elde etti. "Batman Begins"te olduğu gibi "Dark Knight"ta da inanılmaz bir atmosfer yaratan ve görüntüleriyle seyredenleri büyüleyen Wally Pfister'in artık ödülü alma zamanının geldiğine inanıyorum.

(Nedenini anlamasam da) İki görüntü yönetmeni olan "Reader", aday filmler arasında bu kategorideki en deneyimli isimlere sahip. Coen kardeşlerin görüntü yönetmeni olarak tanınan 2si geçtiğimiz yıl olmak üzere 7 Oscar adaylığı bulunmasına rağmen hala ödülü evine götürememiş olan Roger Deakins'e 80li yıllarda iki Oscar kazanmış ve en az meslektaşı kadar deneyimli Chris Menges eşlik ediyor.


"Slumdog Millionaire" ile aday olan Anthony Dod Mantle "28 Days Later"dan beri Danny Boyle ile çalışıyor. Kariyeri boyunca aralarında "Dogville" ve "Festen" gibi ülkenin en önemli filmleri de bulunan birçok Danimarka filminin de görüntü yönetmenliğini yapmış ve 4 kez Danimarka'nın En İyi Görüntü Yönetmeni seçilmiş.

BAFTA da aynı 5 filmi ve 6 görüntü yönetmenini aday göstermiş. American Society of Cinematographers (ASC) ise "Changeling" yerine "Revolutionary Road"u tercih etmiş. Şu anda yarış Wally Pfister ve Anthony Dod Mantle arasında gibi gözüküyor. Christopher Nolan'ın görmezden gelindiği bir yılda en azından görüntü yönetmenini -hem de zamanı gelmişken- ödüllendirmek güzel olur gerçekten. "Dark Knight"ın sadece En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülüyle evine yollanmasına gönlüm razı olmayacağından belki de, favorim ve kazanacağını düşündüğüm isim o yüzden Pfister. Fakat "Slumdog Millionaire" ve "Curious Case of Benjamin Button" arasındaki En İyi Film yarışı bu kategoriye de yansıyabilir. Ne yazık ki, tek kişilik çalışmaların hüküm sürdüğü bir kategoriye iki kişi aday olmak şans düşürücü bir şey. Bu nedenle Roger Deakins görüntü yönetmenlerinin Martin Scorsese'si muamelesi görmeye devam edecek sanırım.

Oscarlar 2008: En İyi Kostüm Tasarımı Adayları

En İyi Kostüm Tasarımı kategorisinde 2 yeni isme yer vermiş Akademi. Bu yıl genel tabloya bakıldığında şaşırtıcı derecede fazla yeni isim var her yanda zaten.

En İyi Kostüm Tasarımı:
Australia (Catherine Martin (2/3))
Curious Case of Benjamin Button (Jacqueline West (0/1))
Duchess (Michael O'Connor (0/0))
Milk (Danny Glicker (0/0))
Revolutionary Road (Albert Wolsky (2/6))

"Australia"nın yaşadığı hayal kırıklığının tek tesellisi yegane adaylığını getiren Catherine Martin, Baz Luhrmann'ın sağ kolu diyebiliriz. Yönetmenin görselliğin, sanat yönetiminin ve kostümlerin her şeyden daha çok ön planda olduğu "Kırmızı Perde Üçlemesi"nde ("Strictly Ballroom", "Romeo+Juliet", "Moulin Rouge") olduğu gibi bu filminde de hem sanat yönetmeni, hem de kostüm tasarımcısı olarak çalışan Martin, 2001 yılında "Moulin Rouge" ile iki dalda da Oscarlanmış biri. "Australia"da 1930'lu yılların modasını yansıtan tasarımcı, Nicole Kidman'ın aristokrat kıyafetlerinden, çiftlik kıyafetlerine, hatta 2. Dünya Savaşı asker üniformalarına kadar geniş bir yelpazede çalışıyor filmde.

"Curious Case of Benjamin Button" 80 yılı kapsayan bir film olduğundan, tasarımcısının işini oldukça zora sokan, çeşitlendiren bir film. Üstelik film boyunca savaştan, baloya kadar onlarca farklı sahne var. 2000 yılında "Quills" filmi ile ödüle aday olan Jacqueline West'in üçüncü dönem filmi. Kendisi filmin zorlu sahnelerle dolu uzun bir sürece yayılmış olmasından ve tüm bu sahnelerin altından başarıyla kalkabilmiş olmasından dolayı avantajlı.

"Duchess"ın tasarımcısı Michael O'Connor bugüne dek kostümleriyle öne çıkan filmlere fazla bulaşmamış. 18. yüzyıl İngiltere'sinin moda ikonu, Devonshire Düşesi Georgiana'nın abartılı kıyafetlerini tasarlayan O'Connor'ın ilk dönem filminde bir sarayı giydirmesi, hele ki filmin başrolündeki insanın bir 'moda ikonu'nu canlandırıyor olması kendisinin en büyük artısı.

"Milk"te 1970'li yılların Amerika'sını -başta gay nüfusu olmak üzere- giydiren Danny Glicker, daha önce "Transamerica" gibi çağdaş dönemleri yansıtan filmlerde çalışmış. Bu sezon da Amerika'nın yeni vampir dizisi "True Blood" ile adından söz ettirmiş.

Son olarak "Revolutionary Road" ile aday olan Albert Wolsky var karşımızda... Wolsky, çoğunlukla 80li ve 90lı yıllarda çalıştığı filmler sayesinde 2 Oscar kazandıktan sonra, uzun bir süre adaylar arasında gözükmedikten sonra geçtiğimiz yıl "Across the Universe" ile yarışa geri dönmüş. Bu yıl 7. adaylığında 1950li yıllarda banliyöde yaşayan bir çifti canlandıran iki büyük yıldızı, Kate Winslet ve Leonardo DiCaprio'yu giydirmiş.

BAFTA adayları arasında "Australia" ve "Milk" yer almazken, Kostüm Tasarımcıları Derneği'nin dönem filmi, çağdaş film ve fantezi filmi olmak üzere üç kategoride dağıttığı ödüllerine yalnızca "Australia" aday değil. Geçtiğimiz yılların kazananlarına bakıldığında ("Memoirs of a Geisha", "Marie Antoinette", "Elizabeth: The Golden Age") iki ayrı sonuç çıkarabiliriz: İlki saray modasının sevildiği. Bu durumda, "Duchess" önde. Fakat diğer yandan son üç senenin tasarımcılarının ortak özelliği, uzun bir süre aday olup ödülü alamamış olmaları veya uzun bir süre ortadan yok olmuş olmaları. Bu durumda ise "Revolutionary Road"un avantajlı olduğunu söylemek mümkün. Zaten 2/3 yapmış bir ismin, pek beğenilmeyen bir filmle 3. Oscar'ını alması ("Australia" ile C.Martin'den bahsediyorum) imkansız gibi. Yarış şimdilik, çok zor bir çalışmanın çeşitlendirildiği "Curious Case of Benjamin Button" ve saray modası avantajına sahip olan "Duchess" arasında gibi duruyor. "Revolutionary Road" ise bu dalda da bir sürpriz yapabilir.

Oscarlar 2008: En İyi Sanat Yönetimi Adayları

Madem Ses Miksajını ve Ses Kurgusunu ayırıyorlar, bunu da ayırmaları gerekiyor diye düşündüğüm bir kategoriye geldi sıra. Sanat yönetmenleri ve set dekoratörlerinin ödüllendirildiği En İyi Sanat Yönetimi kategorisinde genelde hep karmaşık ve detaylarıyla göz kamaştıran büyük setleriyle öne çıkan filmlere yer veriliyor. Bu yıl çoğu sahnesi gerçek mekanlarda çekilen ve sadece bir kostüm filmi olan "Duchess"ın adaylar arasında ne işi olduğunu pek anlayamadım.

Bu yıl adaylar arasındaki üç film I. ya da II. Dünya Savaşları'na rastlayan yirminci yüzyılın ilk yarısındaki dönemlerde, biri fantastik alemlerde, diğeri ise 18. yüzyılda geçiyor. Çoğunlukla Oscar yarışına yabancı isimlerin işleri aday gösterilmiş. Aday olan 10 sanatçıdan 7'sinin bu kategorideki ilk Oscar adaylığı.

En İyi Sanat Yönetimi:
Changeling (Sanat Yönetmeni: James J. Murakami (0/1), Set Dekoratörü: Gary Fettis (0/1))
Curious Case of Benjamin Button (Sanat Yönetmeni: Donald Graham Burt (0/0), Set Dekoratörü: Victor J. Zolfo (0/0))
Dark Knight (Sanat Yönetmeni: Nathan Crowley (0/1), Set Dekoratörü: Peter Lando (0/0))
Duchess (Sanat Yönetmeni: Michael Carlin (0/0), Set Dekoratörü: Rebecca Alleway (0/0))
Revolutionary Road (Sanat Yönetmeni: Kristi Zea (0/1), Set Dekoratörü: Debra Schutt (0/0))

"Changeling" ekibi, bu yılki iki filminde ve 2006 yapımı "Letters from Iwo Jima"da Clint Eastwood ile çalışmış. "Curious Case of Benjamin Button" ekibi ise "Zodiac"tan sonra ikinci kez David Fincher ile birlikte. "Prestige" 2006'da aday olmuş olan Nathan Crowley'e Christopher Nolan ile 4. çalışmasında Peter Lando eşlik etmiş. Aptal gençlik komedileri ve romantik komedilerden dönem filmlerine açılımları "Duchess" ekibinin işine yaramış gibi gözüküyor. 1997 yapımı "As Good As It Gets"in yapımcısı olarak bir adaylığı bulunan, bugüne dek önemli filmlerin ("The Departed", "Silence of the Lambs", "Lorenzo's Oil", "Goodfellas", "Philadelphia") sanat yönetmenliğini üstlenmiş Kristi Zea, ilk adaylığını "Revolutionary Road" ile kazanmış.

Amerikan Sanat Yönetmenleri Derneği'nin Dönem Filmi, Çağdaş Film ve Fantezi Filmi olmak üzere üç ayrı kategoride verdiği ödüllere "Duchess" ve "Revolutionary Road" aday gösterilmemiş. BAFTA ise aday listesinde "Duchess" dışındaki dört adaya yer vermiş.

Eleştiriler ve yorumlar yarışın "Curious Case of Benjamin Button" ve "Changeling" arasında olduğuna işaret etse de, "sırası gelen" Kristi Zea nedeniyle "Revolutionary Road" (diğer dallarda görmezden gelinmesi de göz önünde bulundurulursa) sürprizine de hazır olmalıyız gibi.

24 Ocak 2009

Oscarlar 2008: En İyi Makyaj Adayları

Sanatsal dallardan ilk olarak, En İyi Makyaj kategorisindeyiz. Son yıllarda "Click" ve "Norbit" gibi filmleri 'bile' aday gösteren bir kategoriden bahsediyoruz. "Bakalım bu yıl ne saçmalayacaklar?" diyordum ki, adaylar açıklandığında durumun o kadar kötü olmadığını farkettim. Kategorideki adaylar 6 Ocak 2009'da yayınlanan kısa listedeki 7 filmin ("Curious Case of Benjamin Button", "The Dark Knight", "Hellboy II: The Golden Army", "The Reader", "Synecdoche New York", "Tropic Thunder", "The Wrestler") arasından seçildi.

En İyi Makyaj:
Curious Case of Benjamin Button (Greg Cannom (2/8))
Dark Knight (John Caglione Jr. (1/1), Conor O'Sullivan (0/1))
Hellboy II: The Golden Army (Mike Elizalde (0/0), Thom Floutz (0/0))

"Curious Case of Benjamin Button"da Brad Pitt'i farklı yaşlara yaşlandıran; 1992 ve 1993'te sırasıyla "Bram Stoker's Dracula" ve "Mrs. Doubtfire" filmleri ile iki yıl üst üste Oscar kazanan Cannom'ın kariyeri boyunca toplam 8 Oscar adaylığı bulunuyor.

Heath Ledger'ı bir ikona dönüştüren Joker rolünün önemli bir parçası olan makyajını yaratan isimlerden John Caglione Jr. ise 1990'da "Dick Tracey" filmindeki çalışması ile Oscarlı bir makyaj sanatçısı olmuş.

Bu yılın makyaj dalı sürprizi ise "Hellboy II: The Golden Army". Kate Winslet'in yaşlandığı "Reader"ı "Dark Knight"tan daha çok seven Akademi'nin, filme bu dalda yer vermeyişi şaşırtıcı. Hadi o olmadı, "Synecdoche, New York" yedek tahminim olarak durmaktaydı. Diğer yandan, Guillermo del Toro dünyasının ("Hellboy II: The Golden Army"deki birçok yaratığın "Pan's Labyrinth"tekiler benzediği fargmandan bile anlaşılıyor yani...) yaratıkları ikinci kez Oscar adayı. Bu kez farklı sanatçıların ellerinden çıkma olsalar da, ödül şansı az gibi gözüküyor.

Kategoriye "En İyi Saç ve Makyaj" olarak yer veren BAFTA cephesinde "Curious Case of Benjamin Button" ve "Dark Knight" yer alıyor. Brad Pitt'i şekilden şekle sokan Greg Cannom, "Curious Case of Benjamin Button" ile rakiplerine göre bir adım önde gibi.