27 Ocak 2008

Mevsimi geldi, susadım ben de.

7.AFM Bağımsız Filmler Festivali'nin başlamasına 3 haftadan az bir zaman kaldı. Heyecanlıyım. 14 Şubat Sevgililer Günü'nü ilk defa sevgilimle kutlama fırsatı yakalamak güzel bir şey -ki kendisi Sinema olur. Hem de açılış filmi! Şaka bir yana, 14 Şubat 2008'de başlayıp, Oscar'ların dağıtılacağı 24 Şubat'a kadar sürecek !F İstanbul. Sinema Dergisi'nden öğrendiğim bilgilere göre festivalde seyretmeyi planladığım filmlerden bazıları şunlar: Coen'lerin yeni harikası olduğu söylenen 8 dalda Oscar adayı, ödülleri ve festivalleri silip süpüren "No Country for Old Men". İrlanda filmi, "Falling Slowly" şarkısının filmi, "Once". Michael Moore'un yeni belgeseli "Sicko". Ryan Gosling'li, en iyi orijinal senaryo Oscar adayı "Lars and the Real Girl". Ve "Hours" filminin muhteşem müziklerini yapan Philip Glass ile ilgili bir belgesel, "Glass: A Portrait of Philip in Twelve Parts".


Gelelim sebeb-i yazımızın devamına. İKSV, 5-20 Nisan 2008 tarihleri arasında düzenlenecek 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nin gala filmlerinden bazılarını ve Ulusal Jüri'nin üyelerini açıkladı. Laura Linney ve Philip Seymour Hoffman'lı bağımsız "Savages". Cate Blanchett'in Bob Dylan'ı oynadığı film olarak bilinen, Heath Ledger'dan (sevgiyle anıyorum kendisini) Richard Gere'a kadar birçok ünlünün Bob Dylan'ın farklı bir kişiliğini oynadığı deneysel-mi-desem-ne-desem film "I'm Not There". Sean Penn'in yönettiği ve yine ortalığı kasıp kavuran, özellikle de Emile Hirsch'in oyunculuğu ile konuşulan "Into the Wild". Rusya'dan "12" ve Polonya'dan "Katyn". Festivalin Ulusal Yarışması'nın jürisi ise şöyle açıklanmış: Semih Kaplanoğlu başkanlığında, Nurgül Yeşilçay, Elif Şafak, Toronto Film Festivali'nden Michèle Maheux ve Venedik-Roma Film Festivalleri'nden Sylvain Azou.
(Geçen yıl Işıl Yücesoy, bu yıl Elif Şafak... İKSV hayran olduğum kadınları bir bir jüri yapıyor.)

26 Ocak 2008

Senaristler üzerine...


Son zamanlarda okuduğum en güzel şeylerden biriydi Sinema Dergisi'nin Şubat 2008 sayısında Seyir Defteri köşesinde Uygar Şirin'in yazdıkları:

"Bir matematik problemi... A ülkesindeki senaristler bir senaryo yazdıklarında karşılığında belli bir ücret ve ilaveten filmin hasılatı ile DVD satışlarından pay almaktadırlar. Buna karşılık DVD paylarının az olduğu ve internet satışlarından pay almadıkları gerekçesiyle greve giderler. T ülkesindeki senaristler ise senaryo yazdıklarında belli bir ücret alabilirlerse şükretmekte, hasılat ve DVD payını rüyalarında bile görememektedirler. Buna göre T ülkesi A ülkesinden kaç yıl geridedir?

a) 1, bilemedin 2
b) 72
c) Sinema sanatının yaşı kadar
d) Nerem doğru ki?"
(Uygar Şirin, Şubat 2008)

25 Ocak 2008

Mutlu Sonlar üzerine...



















This is the way you left me,
I'm not pretending.
No hope, no love, no glory,
No Happy Ending.
This is the way that we love,
Like it's forever.
Then live the rest of our life,
But not together.
Mika'nın insanın keyfini yerine getiren, bir anda ciddi ciddi "Cartoon Motion" bir hayata sokuveren albümü ile tanıştığım günün üzerinden 1 yıl geçti neredeyse.
İyimserlik mi dersiniz, Polyannacılık mı, çocukluk mu... Hayatın güzel bir şey olduğunu kanıtlamak istiyor sanki Mika dinledikçe. Yüzünüzü güldürüyor. Ama bir yere kadar...
Çünkü o şarkı geldiğinde hayatın ta kendisi olmayı seçiyor, ve ağlatıyor. Mutlu sonlar yok çünkü, herkes gibi o da biliyor. Hayat bir Disney "Enchanted"ı değil, olmayacak da hiçbir zaman.

Bu sabah yine kafam otobüsün camına dayalı, gerçekleri fısıldadı müzik kulaklarıma.

Mutlu son yok belki de.. O yüzden ulaşmaya çalıştığımız halde bulamıyoruz mutlu sonları. Olmadıkları için.
"Life in Cartoon Motion" bile olsa, Mika bile olsa söz konusu olan, yok öyle bir şey...
Hem ne demiş Teoman: "Mutlu aşk olsa bile, mutlu son yoktur."

23 Ocak 2008

2007 Oscar Adayları


Dün, 80. Oscar Ödülleri'nin sahibi olma olasılığı olan insanların ve filmlerin adları açıklandı. Akademi'nin Disney şarkıları fantazyası ve pembe-bulutlar-mor-kelebekler-laylaylom ütopyasından çıkıp, En İyi Şarkı kategorisi adaylarını çocuk değil genç ve yetişkin kulaklarıyla değerlendirmelerini umuyor, adayları ve tutan-tutmayan tahminlerimi sizlerle paylaşıyorum:
Best Picture: Atonement, Juno, Michael Clayton, No Country for Old Men, There Will Be Blood (5/5)
Best Director: Paul Thomas Anderson/There Will Be Blood, Ethan & Joel Coen/No Country for Old Men, Tony Gilroy/Michael Clayton, Jason Reitman/Juno, Julian Schnabel/Diving Bell and the Butterfly (4/5)
Best Actor: George Clooney/Michael Clayton, Daniel Day-Lewis/There Will Be Blood, Johnny Depp/Sweeney Todd, Tommy Lee Jones/In the Valley of Elah, Viggo Mortensen/Eastern Promises (4/5)
Best Actress: Cate Blanchett/Elizabeth:The Golden Age, Julie Christie/Away from Her, Marion Cotillard/La Vie en Rose, Laura Linney/Savages, Ellen Page/Juno (4/5)
Best Sup.Actor: Casey Affleck/Assasination of Jesse James, Javier Bardem(No Country for Old Men, Philip Seymour Hoffman/Charlie Wilson's War, Hal Holbrook/Into the Wild, Tom Wilkinson/Michael Clayton (5/5)
Best Sup.Actress: Cate Blanchett/I'm Not There, Ruby Dee/American Gangster, Saoirse Ronan/Atonement, Amy Ryan/Gone Baby Gone, Tilda Swinton/Michael Clayton (4/5)
Best Original Screenplay: Juno, Lars and the Real Girl, Michael Clayton, Ratatouille, Savages (5/5)
Best Adapted Screenplay: Atonement, Away from Her, Diving Bell and the Butterfly, No Country for Old Men, There Will Be Blood (4/5)
Best Original Score: Marco Beltrami/3:10 to Yuma, Michael Giacchino/Ratatouille, James Newton Howard/Michael Clayton, Alberto Iglesias/Kite Runner, Dario Marianelli/Atonement (3/5)
Best Art Direction: American Gangster, Atonement, Golden Compass, Sweeney Todd, There Will Be Blood (3/5)
Best Cinematography: Assasination of Jesse James, Atonement, Diving Bell and the Butterfly, No Country for Old Men, There Will Be Blood (5/5)
Best Editing: Bourne Ultimatum, Diving Bell and the Butterfly, Into the Wild, No Country for Old Men, There Will Be Blood (3/5)
Best Costume Design: Across the Universe, Atonement, Elizabeth: The Golden Age, La Vie en Rose, Sweeney Todd (4/5)
Best Make-Up: La Vie en Rose, Norbit, Pirates of the Caribbean: At World's End (1/3)
Best Visual Effects: Golden Compass, Pirates of the Caribbean: At World's End, Transformers (3/3)
Best Sound Mixing: Borune Ultimatum, No Country for Old Men, Ratatouille, 3:10 to Yuma, Transformers (3/5)
Best Sound Editing: Bourne Ultimatum, No Country for Old Men, Ratatouille, There Will Be Blood, Transformers (3/5)
Best Foreign Language Film: Beaufort/Israel, Counterfeiters/Austria, Katyn/Poland, Mongol/Kazakhstan, 12/Russia (3/5)
Best Animated Film: Persepolis, Ratatouille, Surf's Up (2/3)

Ananaslar üzerine...

Sabrina vardı hatırlar mısınız? Çok severek izlerdim. Melissa Joan Hart oynardı. Bir bölümünde insanları ananasa çevirmeyi öğrenmişti Sabrina. Sevmediği insanları susturmanın, sevmediği insanları yok etmeden hayatından ve dünyadan silmenin kolay bir yoluydu ananasa çevirmek.

Çocukluğumdan kalan en büyük fantezilerimden biri de kesinlikle budur işte: Sevmediğim insanları ananasa çevirmek… Böyle bir şey yapabilmenin nasıl bir şey olacağını düşünmek bile keyif verirdi bana sevmediğim, aşırı sinirlendiğim biriyle karşı karşıya durduğum zamanlarda. Hala da veriyor.

Perihan Mağden’i ananasa çevirmek istiyorum mesela. Ertuğrul Özkök’ü, Mehmet Ali Erbil’i, Peker Açıkalın’ı, Şafak Sezer’i, kuytu köşelerde yiyişen türbanlıları, Sacha Baron Cohen’i, Kadir Çöpdemir’i, politikacıları, aşırı milliyetçileri, dincileri, Kıraç’ı… Birkaç hocayı, aptal insanları… Aptal sorular soran sinir bozucu insanları…

Bir saniyede olup bitsin her şey. Kanlı canlı o nefret kusturan etten kemikten insan, üstünde yeşil yaprakları olan kahverengi cüce bir bitkimsiye dönüşsün.

Sessizleşsin etraf, sussun…

O rahatlığı düşünün.

Ananasları düşünün.

14 Ocak 2008

Hızlandırılmış Ödül Töreni.

Dün gece yatarken saatimi 03:55'e kurdum. Tarihe tanıklık etmek için. Muhtemelen hayatım boyunca seyredebileceğim en kısa Altın Küre Ödül Töreni, "Writer's Strike" nedeniyle bu sene televizyonda karşıma çıkacaktı.
Şaka gibiydi. Kırmızı halısız, flaşsız, mikrofonsuz, Meryl Streep'siz, Jack Nicholson'sız, -her zamanki gibi- Judi Dench'siz :P, Desperate Housewives'sız, teşekkürsüz, yemek tabakları ve bardaklarıyla dolu masalar olmadan olup bitti her şey. Küçük bir sahne vardı sadece, üzerinde ödüllerin durduğu bir masa bile olmadan...

Televizyon ve eğlence programı sunucuları tarafından okundu kazananlar. Sadece 5-6 tanesi vardı onların da. Şaka gibiydi. Sanki birkaç afacan çocuk, zarfları araklayıp "hepsini ben okıcam!" tavrıyla sırayla açtılar zarfları. Kazananları duydukça, gördükçe daha da üzüldüm, o gecenin 55 dakika yerine 4 saat sürmeyişine. Çok mutlu etti sonuçlar beni ama, sevinemedim.

Verin şu adamların parasını hayvan herifler!!!! Dizisiz kalalı bir ay olmak üzere, yakında filmsiz kalmaktan korkuyorum. Ve tanıyanlar bilir, ben sadece film seyrederken mutlu oluyorum.

55 dakika boyunca 1-2 güzel espri de yapmaya çalıştılar. İşte bazıları:

"Things happen so short tonight.", "Not in the world I could imagine to say that but "And the Golden Globe goes to..." " "Let's make something for change: "I thank my agent, blablabla.." "

Ve kazananlar:

En İyi Film (Drama): Atonement, En İyi Film (Müzikal/Komedi): Sweeney Todd, En İyi Yönetmen: Julian Schnabel - Diving Bell and the Butterfly, En İyi Senaryo: No Country for Old Men, En İyi Erkek Oyuncu (Drama): Daniel Day-Lewis - There Will Be Blood, En İyi Kadın Oyuncu (Drama): Julie Christie - Away from Her, En İyi Erkek Oyuncu (Müzikal/Komedi): Johnny Depp - Sweeney Todd, En İyi Kadın Oyuncu (Müzikal/Komedi): Marion Cotillard - La Vie en Rose, En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Javier Bardem - No Country for Old Men, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Cate Blanchett - I'm Not There, En İyi Müzik: Dario Marianelli - Atonement, En İyi Şarkı: Guaranteed - Into the Wild, En İyi Animasyon: Ratatouille, En İyi Yabancı Film: Diving Bell and the Butterfly.

Not: Beni mutluluktan havaya uçuran saniyeleri kırmızıyla görüyorsunuz.