Her yıl heyecanla beklediğim Akademi Ödülleri, nam-ı diğer Oscarlar, dün gece 82. kez sahiplerini buldu. Çok güzel ve görkemli bir şekilde başlayan tören; gittikçe sıkıcılaşan, yanlış prodüksiyon seçimleri ve kötü esprilerle rezil edilmiş bir şova dönüştü. Senaryo dallarında çok şaşırtıcı şeyler oldu, tahminlerimin yalnızca üçte ikisi tuttu. Gecenin en iyi yanı "Hurt Locker"ın "Avatar"ı ezip geçmesi, en kötü yanı ise bunu yapan muhteşem ekibin dünya barışından değil, evine sağ-salim dönmesini istedikleri kahraman Amerikan askerlerinden bahsetmesiydi. İşte "Red Carpet"tan "Best Picture"a gecenin özeti:
Kırmızı Halı'da her yılki gibi çlgın bir kalabalık tarafından karşılanan ünlüler geçidi göz kamaştırdı. Fakat Brangelina ve Jennifer Aniston gibi demirbaşların, ve genç kızların sevgilisi Robert Pattinson'ın eksikliği göze çarptı. Kırmızı Halı'ya yılın olayı "Avatar"ın Na'vi mavisi hakimdi sanki. Maggie Gyllenhaal, Mo'nique, Gabourey Sidibe ve James Cameron'un eşinin bu renkleri seçmesi dikkat çekici. Civciv sarısı lezbiyen saçlarıyla elbisesini taşıyamayan Carey Mulligan, zarfa benzeyen elbisesi ve çirkin kocası ile J.Lo ve herkes çok beğenmiş olsa da vücuduna çok yapışan elbisesi ve Kezban saçları ile Sandra Bullock'u ben beğenemedim. Gabourey Sidibe'nin içine girebileceği bir elbise yapılmış olması ise modada teknolojinin ne kadar iyi kullanıldığının bir kanıtı. (Öhöm, özür dilerim.) Vera Farmiga, Kate Winslet ve Penélope Cruz... Hepsi gerçekten çok güzellerdi. Fakat favorim; kıyafetine, gülüşüne, duruşuna hayran kaldığım Anna Kendrick. Tören öncesinin en bomba hareketi ise George Clooney'nin tiyatronun dışında kalıp Kırmızı Halı'yı izleyemeyen kalabalığa imza dağıtması.
"A.Baldwin: Ladies and gentlemen, I'm pleased to introduce actor, writer, musician, Grammy and Emmy winner, one of the most enduring entertainers of all-time Mr.Steve Martin.
S.Martin: And this is Alec Baldwin."
Ünlü komedyenler Steve Martin ve Alec Baldwin'in birlikte sunduğu 82. Akademi Ödülleri Töreni, bugüne dek izlediğim en sıkıcı törenlerden biri olmasına rağmen; sanırım izlediğim en iyi açılışa sahipti. Önce görkemli bir şekilde, gururla seyirciye sunulan 10 En İyi Oyuncu adayı, yavaşça sahneden yerlerine doğru yol aldılar. Sonra şaşırtıcı bir şekilde, çok çok eğlenceli bir şarkı, güzel yazılmış "No One Wants to Do It Alone" ile Neil Patrick Harris çıktı ortaya. Kendisinin orada ne işi olduğu, botoxlu ünlüler ve Twilight esprilerini çok başarılı bulduğum bu şarkının ve Harris'in seçimi gerçekten yerindeydi. Ve sonra tavandan inen ikili Martin ve Baldwin geldiler, iyi başladılar ve yavaşça tüm görkemi söndürdüler.
"Biggest change this year, the best picture category has doubled. And when that was announced, all of us in Hollywood tought of the same thing: What's 5 times 2?" - Steve Martin
Gecenin ilk yarısındaki ödüller özellikle kısa film ve senaryo dallarında şaşırttı. Yarışın "Door" ve "Kavi" arasında geçtiği düşünülürken "New Tenants"ın, "Last Truck" ve "China's Unnatural Disaster" arasında geçtiği düşünülürken "Music by Prudence"ın ödül alması şaşırtıcıydı. Senaryo dallarında ise benim de tahminlerim olan "Inglourious Basterds" ve "Up in the Air" yerine, "Hurt Locker" ve "Precious" ödüllendirildi. Yardımcı oyuncu Oscarları, tahmin edildiği gibi Christoph Waltz ve Mo'nique'in oldu.
"In "Inglourious Basterds", Christoph Waltz played a Nazi obsessed with finding Jews. Well Chirstoph.... (Bütün salonu gösterir)" - Steve Martin
Açılıştan sonra, gece boyunca kahkaha attıran iki sunuş vardı. İlki Tina Fey ve Robert Downey Jr.'ın muhteşem diyalogu idi. Diğeri ise Ben Stiller ve En İyi Makyaj Ödülü'nü sunarkenki haliydi. Çok başarılı bir makyaj ile Na'vi kılığında sahneye çıkan Ben Stiller; saçını James Cameron'ın dragonuna sokmak isteğini belirtti; Na'vi ve Nazi kostümleri arasında kaldığını, hatta Mr.Spock kulakları takmaktan 'nerdy' olmamak adına vazgeçtiğini söyledi. Stiller ve Fey, bunca yıldır göründükleri ve her seferinde güldürdükleri töreni en kısa zamanda sunmalılar. Ve bu yıl gördük ki, kesinlikle aynı anda değil.
"You've just seen the Governor's Award. Later this evening the Governor's Ball will be held - just one of many balls being held all over Hollywood tonight." - Robin Williams
Törenin sıkıcı, fakat olması gereken bölümleri, son yıllardaki başarılı manevralara rağmen bu yıl yine sıkıcı ve uzundu. Örneğin "In Memoriam" bölümünden ayrıca John Hughes'u anmak ve bunun oldukça uzun sürmesi, çok yanlış bir seçimdi bence. Tamam, Amerikalılar ve özellikle endüstride yeni yükselmeye başlamış nesil Hughes filmleri ile büyümüş olabilir, fakat dünya çapında töreni izleyen milyonlarca insan da düşünülmeli. Onur Ödülleri'ni de Sci-Tech Ödülleri gibi ayrı bir gecede dağıtıp, bundan klipler göstermek ise akıllıca idi. Geçtiğimiz yıl çok başarılı bir sahne şovu ile müzikal türüne yapılan 'tribute' ise bu yıl korku türüne yapıldı. Baldwin ve Martin'in hazırladığı "Paranormal Activity" 'spoof'u ikilinin açılıştan sonraki tek iyi esprisi olarak hatırlanacak. "Twilight" ve "Beetlejuice" ne kadar korku filmidir, orası ise tartışılır.
"And the nominees for the use of super-nano-cubic-grain technology is... No, I'm kidding. No one in this room even knows what that is... KEEP IT TO YOURSELF, James Cameron!" - Elizabeth Banks
Ödül sunuşlarında ise çok yanlış kararlar vermişti yapımcılar. En İyi Orijinal Şarkı adayları yerine En İyi Orijinal Müzik adaylarını modern dans eşliğinde sunmak çok sanatsal, çok başarılı, fakat sıkıcı bir seçimdi örneğin. Özellikle "Up" ve "Avatar" danslarının ne kadar harika olduğu bir yana; zaman ve reyting kaygısı olan bir törende yapılacak bir şey değildi. Sam Worthington'a ise buradan "Yavrum, taş olmak yetmiyor, en güçlü aday, hani kazanırsa falan diye soyadını telaffuz etmeyi öğrenseydin bari." diyorum. (bkz. Michael GIACCHINO) Morgan Freeman'ın En İyi Ses Miksi ve En İyi Ses Kurgusu arasındaki farkları anlatması, Tyler Perry'nin farklı kamera açıları ile En İyi Kurgu'nun ardındaki sır perdesini aralaması da örneğin, çok güzel, Oscar takipçilerine bir seminer niteliğinde, fakat yine uzun ve gereksiz hamlelerdi. Oyuncu kliplerinin gereğinden uzun verilmesi, yine töreni uzatan faktörlerden biriydi. Ayrıca geçtiğimiz yılki 5'li tanıtımlara bu yıl da, sadece başrol kategorilerinde devam edildi. Fakat kötü olan şey, geçtiğimiz yıl önceki kazananlardan öğütler ve övgüler dinlemişken, bu yıl ortamın rol-arkadaşı-anıları ile iyice 'Yasemin'in Penceresi'ne dönmesiydi. Tahmin edildiği gibi, Bridges ve Bullock kazandı. Böylece cumartesi gecesi "All About Steve" ile 2 dalda Razzie Ödülü kazanan(!) ve coolluk göstergesi olarak ödüllerini(!) almaya giden Sandra Bullock, aynı yıl hem En İyi hem En Kötü seçilen ilk oyuncu ünvanını da kazanmış oldu.
"S.Martin: You know Alec, it's an amazing fact that James Cameron used to be married to the director of an another nominated film, "The Hurt Locker", Kathryn Bigelow.
A.Baldwin: She was so pleased to be nominated with him, she sent a beautiful gift basket with a timer."
A.Baldwin: She was so pleased to be nominated with him, she sent a beautiful gift basket with a timer."
"Hurt Locker" ve "Avatar" arasındaki yarıştan "Hurt Locker" 6 ödülle galip ayrıldı. Kathryn Bigelow, Oscar kazanan ilk kadın yönetmen olarak Akademi tarihine adını yazdırdı. Bigelow ve Mark Boal'un çok beğendiğim savaş filmi, En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Orijinal Senaryo, En İyi Kurgu, En İyi Ses Miksi ve En İyi Ses Kurgusu dallarında ödüllendirilken; rakibi yalnızca En İyi Görüntü Yönetmenliği, En İyi Sanat Yönetimi ve En İyi Görsel Efektler ile yetindi. En İyi Film Oscarı'nı kazanan filmi pat diye söyleyen Tom Hanks ise ekran karşısındakileri şoka soktu.
"The show took so long that "Avatar" now takes place in the past." - Steve Martin
Gecede ödül kazananlar şöyle:
En İyi Film: Hurt Locker
En İyi Yönetmen: Kathryn Bigelow (Hurt Locker)
En İyi Erkek Oyuncu: Jeff Bridges (Crazy Heart)
En İyi Kadın Oyuncu: Sandra Bullock (Blind Side)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Christoph Waltz (Inglourious Basterds)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Mo'nique (Precious)
En İyi Orijinal Senaryo: Mark Boal (Hurt Locker)
En İyi Uyarlama Senaryo: Geoffrey Fletcher (Precious)
En İyi Animasyon Film: Up
En İyi Yabancı Film: El secreto de sus ojos (Arjantin)
En İyi Belgesel Film: The Cove
En İyi Görüntü Yönetmenliği: Mauro Fiori (Avatar)
En İyi Orijinal Müzik: Michael Giacchino (Up)
En İyi Orijinal Şarkı: "Weary Kind" (Crazy Heart)
En İyi Kurgu: Hurt Locker
En İyi Kostüm Tasarımı: Young Victoria
En İyi Sanat Yönetimi: Avatar
En İyi Makyaj: Star Trek
En İyi Görsel Efektler: Avatar
En İyi Ses Miksi: Hurt Locker
En İyi Ses Kurgusu: Hurt Locker
En İyi Kısa Film: New Tenants
En İyi Kısa Animasyon: Logorama
En İyi Kısa Belgesel Film: Music by Prudence
2010 Oscar Yarışı'nda görüşmek üzere...
1 yorum:
Daha uzun bir yazı beklemiştim ama kader. Güzel, ellerine sağlık.
Yorum Gönder