2 Eylül 2009

Kırmızı Ödülleri 2008

Geçtiğimiz yıl Ekim ayında, 2007 yılı kazananlarının FASSARTGALLERY'de sergilenmesi sayesinde tanıştığım "Kırmızı Basında En İyiler" Reklam Ödülleri, farkettim ki tahmin ettiğim gibi bu serginin olduğu zamanlarda değil; ta Şubat ayında buluyormuş sahiplerini. Hürriyet Gazetesi'nin öncülüğünde 2005'ten beri dağıtılan Kırmızı Ödülleri dergi ve gazetelerde yayınlanan en yaratıcı ve en başarılı, görselliğiyle şaşırtan ve beğeni toplayan basın reklamlarını ödüllendiriyor. 2005'te Buzbağ Şarap ile Mey İçki'nin, 2006'da Detan reklamı ile Eczacıbaşı'nın, geçtiğimiz yıl ise Axor Çekici ile Mercedes-Benz'in reklam ajanslarına giden "Kıpkırmızı" ödülünü bu yıl Grey İstanbul ajansın Akşam Gazetesi için hazırladığı 3 ayrı çizimden oluşan reklamlar kazanmış. "Akşam yazarı. Gözü başka görür, sesi başka duyar." sloganı ile 3 ayrı yazarı ve o yazarları anlatan 3 ayrı kelimeyi kullanılarak hazırlanmış reklamlar bunlar: Serdar Turgut için "İsyan", Deniz Gökçe için "Moral" ve Oray Eğin için "Ayar" kelimeleri seçilmiş. Reklamlar, aynı zamanda "En İyi İllüstrasyon" dalında da ödüle layık görülmüş.

Bu yıl Kırmızı Ödülleri'nde dikkatimi çeken en önemli şey, Jüri Özel Ödülü dahil birçok dalda ödül verilmemiş olması. Yaratıcılık açısından kıt bir yılmış diye düşündüren bir şey olsa da bu ilk başta, kazananlar arasından favorilerimi seçmek için reklamları tek tek incelediğimde geçen yıla göre çok daha fazla yaratıcı ve çok daha fazla ilgi çekici reklamla karşılaştım. İşte benim kazananlarım:

Bir numaram, Rafineri Reklamcılık tarafından Dinamo FM için hazırlanan, müziğe teslim olmak temasını işleyip, bunu "Ses Kölesi" damgasıyla yapan 5 ayrı reklamdan oluşan reklam serisi. Serinin tamamı "En İyi Dergi Reklam Kampanyası" Ödülü'nü kazanırken, farklı parçaları da "En İyi Kültür, Sanat & Eğlence Reklamı", "En İyi Sanat Yönetimi" ve "En İyi Reklam Fotoğrafı" dallarında Başarı Belgesi ile ödüllendirilmiş.

İki numaramda yine cinselliği çağrıştıran unsurlar içeren bir reklam var nedense. Gram İstanbul tarafından Hürriyet Emlak için yapılan reklam, derdini kısa ve öz bir şekilde çok iyi anlatıyor: "Ev mi lazım?" Reklam, "En İyi Konut, Emlak, Mobilya & Dekorasyon Reklamı" dalında Başarı Belgesi'ne layık görülmüş.

Üçüncülük ödülümü ise ilginç bir şekilde her ikisinde de ACE'nin bir şekilde kullanıldığı iki ayrı reklam arasında paylaştırıyorum. DDB&Co. ajansının ŞOK Ucuzluk Marketleri için yaptığı üç reklamlık kampanya ve Grey İstanbul'un P&G ürünü çamaşır suyu ACE için yaptığı reklam. Yukarıda gördüğünüz gotik kız/çamaşır suyu tezatı dışında kel adam/saç kurutma makinesi ve yaşlı teyze/hijyenik ped tezatlarını da "O kadar ucuz ki, almamak olmaz." sloganı ile kullanan ŞOK'un kampanyası, "En İyi Perakende Reklamı" dalında Başarı Belgesi kazanmış. Satranç tahtasını ve piyonlarını çamaşır suyu ve çamaşır lekeleri olarak "Beyaz kazanır." sloganıyla kullanan ACE reklamı ise "En İyi Sanat Yönetimi" Ödülü'ne ve "En İyi Kişisel Bakım & Ev Bakımı Ürünü Reklamı" Ödülü'ne layık görülmüş.


Beni en çok güldüren reklam metni ise, "En İyi Bölgesel Gazete Reklam Kampanyası" dalında ödüllendirilen İzmir Fransız Kültür Merkezi reklam kampanyasınınkiler. Logos Pathos ajansı tarafından yöresel gazetelerde dil kurslarını tanıtmak amacıyla çıkan bu reklamlarda Fransızca-İngilizce dillerinin savaşına yer verilmiş. Fakat savaş alanı fotoğrafları ya da sembolizmi yerine beyaz fon üzerine, sadece kelimeleri kullanarak. Minimalistçe. "Sıradan olmakla özel olmak arasındaki fark." ortak sloganıyla 3 ayrı reklamda şu metinler kullanılmış: "Zaten herkes İngilizce konuşuyor.", "Herkesin bildiği yabancı dil sayılmaz." ve kişisel favorim "Mr. & Mrs. Brown tahmin edin nereye gidiyor?".

Yazının başında da belirttiğim gibi bu yıl çok fazla beğendiğim reklam oldu. Kişisel mansiyonlarımı da Yemek Sepeti, NTV Spor, Back-Up, Knorr ve Berk Çorap reklam kampanyalarına veriyorum. Kırmızı Ödülleri 2007 için yazdığım yazıda da söylediğim gibi, gerek basında gerekse televizyon ve sinemada karşıma çıkan ve Türk ajanslarına/markalarına ait olan reklamlar arasında çok sık yaratıcı şeyler rastlamak sevindirici bir şey. Bu ülkede kaliteli işlere imza atılan alanlarla karşılaşmak güzel oluyor arada.

Hiç yorum yok: