En İyi Oyuncular: 2008, Bölüm I

Oyunculuk, geride iz bırakacak ve akıllara kazınacak denli rolü yaşamak olmalı diyenlerdenseniz, 2008 sinemasının en iyi performansları karşınızda... Yazının ilk bölümünde 'önden bayanlar' diyorum. Kimi güçlü, kimi güçsüz; kimi acımasız, kimi masum; kimi hayat dolu, kimiyse hayata küsmüş 20 yetenekli kadın var karşınızda. Etkileyici ve yaralayıcı performanslar hepsi de... (Oyuncular soyadı sırasına göre sıralanmıştır.)

Amy Adams (Doubt) Sister James: Gerilimle dolu bir Katolik okulunda tanık olduklarını/olduğunu sandıklarını paylaşmak ya da paylaşmamak arasında gidip gelen masum yüzlü bir genç rahibeydi Amy Adams geçtiğimiz yıl. Kocaman gözleriyle, bir kez daha rolünün hakkını vermişti. (Oscar, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Adayı; Altın Küre, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Adayı)

Demet Akbağ (O... Çocukları) Mehtap Anne: Bir ev dolusu kadın ve çocuğa kol kanat geren bir kadını canlandırdı Demet Akbağ. Kötü sayılabilecek bir filmden geriye, akıllarda kalacak güçlü bir performans bıraktı. (Yeşilçam, En İyi Kadın Oyuncu Adayı; SİYAD, En İyi Kadın Oyuncu Adayı)

Cate Blanchett (Indiana Jones and the Kingdom of the Crystal Skull) Irina Spalko: Kim demiş 2008 Cate Blanchett'siz bir yıldı diye? Evet belki, artık müdavimi olduğu Oscar adayları listesinde ismini göremedik ama, popüler bir filmde çok başarılı bir kötükadın olarak çıktı karşımıza. Rus aksanı ve sert görünüşüyle bir kötülük canavarıydı Blanchett.

Penelope Cruz (Vicky Cristina Barcelona) Maria Elena: Penélope Cruz, memleketlisi Javier Bardem'den bir yıl sonra, onunla karşılıklı oynadığı bir film ile, Oscar alan ikinci İspanyol oyuncu oldu. Woody Allen'ın Barcelona'da çektiği aşk poligonu temalı filminde canlandırdığı, kelimenin tam anlamıyla 'deli' eski-eş ile akıllara kazındı. Cruz'un en başarılı olduğu şey ise İngilizce-İspanyolca gidiş gelişleriyle dolu mükemmel sinir krizi sahneleriydi. (Oscar, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü; Altın Küre, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Adayı)

Viola Davis (Doubt) Mrs. Miller: Birkaç dakikalık bir performansla bu kadar ilgi çekmek mümkünmüş. Bir rahip tarafından tacize uğradığı iddia edilen çocuğun annesi rolindeki Davis, ilgi çekmekle kalmadı, sayısız ödüle aday gösterildi bu rolüyle. Hem güçlü, hem güçsüz bir kadının gözyaşlarını izlediğimiz 10 dakikadan kısa sahne yılın en iyi kadın oyuncu performanslarından biriydi, ama Oscar adaylığını haketmiyordu bence. (Oscar, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Adayı; Altın Küre, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Adayı)

Rosemarie DeWitt (Rachel Getting Married) Rachel: Filme adını veren karaketerden çok Anne Hathaway'in canlandırdığı kız kardeşi dikkat çekse de, Rachel'a hayat veren DeWitt de küçümsenmemeli. Sorunlu bir kızkardeşin düğününü berbat etmesi karşısında tepkisi, geçmişle olan yüzleşmeleri veya ona karşı olan duyguları söz konusu olduğunda, gayet başarılı bir oyuncuydu kendisi.

Anne Hathaway (Rachel Getting Married) Kym: Tedavi gördüğü klinikten çıkıp kardeşinin düğünü için evine geri dönen Kym'i canlandıran Hathaway; yıldızının parladığı 2005'ten sonra sonunda "En İyiler" arasına girmeyi başardı. Sorunlu bir insan olarak Kym'in, aile ilişkileri ve geçmişinde yaptığı hatalarla yüzleşmesi gerçek bir oyunculuk gerektiriyordu zaten. (Oscar, En İyi Kadın Oyuncu Adayı; Altın Küre, En İyi Kadın Oyuncu - Drama Adayı)

Sally Hawkins (Happy-Go-Lucky) Poppy: Hayat dolu bir filme yakışan, hayat dolu bir performansın sahibi, hayat dolu bir oyuncu. Mike Leigh'in bir anaokulu öğretmenine odaklandığı filminde Hawkins insanların yüzünü güldürmeyi başarabiliyordu filmin başından sonuna kadar. (Altın Küre, En İyi Kadın Oyuncu - Komedi/Müzikal Ödülü)

Taraji P. Henson (Curious Case of Benjamin Button) Queenie: Yaşlı olarak doğan ve ailesi tarafından terkedilen bir bebeğin bakımını üstlenen altın kalpli bir anne olarak karşımıza çıktı Henson. Oğlu kabul ettiği Benjamin yıllar geçip gençleştikçe o yaşlandı. Fakat sergilediği oyunculuğun kalitesi hep aynıydı. (Oscar, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Adayı)

Angelina Jolie (Changeling) Christine Collins: Angelina Jolie, 2007'de çaresizce kocasını arayan bir eşi canlandırdıktan sonra geçtiğimiz yıl da çaresizce çocuğunu arayan bir anne olarak beyazperdedeydi. 20. yüzyılın ilk yarısında yaşayan bir kadın rolü kendisine oldukça yakışmıştı. Anne rolü de öyle. Eastwood'un sürekli sinirlendiren filminin en büyük kozuydu Jolie. (Oscar, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü; Altın Küre, En İyi Kadın Oyuncu - Drama Adayı)

Jennifer Lawrence (Burning Plain) Mariana: Arriaga'nın Alejandro Gonzalez Iñarritu'dan ayrıldıktan sonra yönetmenliğe soyunmasının ilk meyvesi "Burning Plain"in merkezindeki üç kadından biriydi 1990 doğumlu Lawrence. Venedik Film Festivali'nde bu rolü ile genç yetenekler için verilen bir ödülü de kucaklayan genç kızımız Charlize Theron ve Kim Bassinger gibi usta aktrislerin yanında hiç ezilmeden ayakta durabiliyordu film boyunca.

Melissa Leo (Frozen River) Ray Eddy: Geç yaşta gelen şöhretlerin son örneği, Courtney Hunt'ın ses getiren bağımsızındaki anne rolü ile Melissa Leo oldu. Leo, özellikle filmin ilk karelerindeki ifadeleri ile bile usta bir oyuncu olduğunu kanıtlıyor, parasız ve çaresiz bir annenin ailesi ve evi için neler yapabileceğini gösterirken de bu başarısından hiçbir şey kaybetmiyordu. (Oscar, En İyi Kadın Oyuncu Adayı)

Meryl Streep (Doubt) Sister Aloysius Beauvier: Efsaneleşme yolunda koşar adım ilerleyen sinema kraliçesi Meryl Streep; 2008'de bir rahibe olarak fethetti sinemayı. "Doubt"ın oldukça sert ve korkunç görünümlü otoriter rahibesi rolünde tüylerimiz ürpererek izledik kendisini. Bir kez daha, son kez değil... (Oscar, En İyi Kadın Oyuncu Adayı; Altın Küre, En İyi Kadın Oyuncu - Drama Adayı)

Charlize Theron (Hancock) Mary Embrey: Okuyanların çoğu "Hancock" gibi bir filmin bu listede ne işi olduğunu düşünüyor olabilir. Fakat filmi seyrederken "Charlize Theron ne kadar kötü oynuyor?" diye düşünüp, filmin sürprizi açığa çıktığında "Oha, Charlize Theron ne kadar mükemmel oynuyor!" dediyseniz siz de benim gibi, buna katılıyor olmalısınız.

Kristin Scott Thomas (Il y a longtemps que je t'aime) Juliette Fonataine: "English Patient"tan beri nedense yeteneğini askıya alan bu yetenekli kadın, Fransızca bir filmle yaptı 2008'de büyük geridönüşünü. Soru işaretleriyle dolu bir filmin, soru işaretleriyle dolu ve acılı başkarakterini ustaca canlandırdı. Tüm soğukkanlılığı ve aradaki patlamalarıyla... (Altın Küre, En İyi Kadın Oyuncu - Drama Adayı)

Marisa Tomei (Wrestler) Cassidy: Artık bazı şeyler için fazla yaşlı olmak, ama pes etmemek. "Wrestler"ın ana teması tam olarak buydu. Ve Marisa Tomei yaşı geçse de işine devam eden striptizci rolü ile yürek burkan bir performans sergiledi Mickey Rourke'un karşısında. (Oscar, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Adayı; Altın Küre, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Adayı)

Catinca Untaru (The Fall) Alexandria: Tarsem Singh'in başyapıtının iki keşfedilmemiş oyuncusu vardı: Biri daha sonra "Pushing Daisies"in başrolünde karşımıza çıkan Lee Pace, diğeri ise 1997, Romanya doğumlu Catinca Untaru. Kocaman yanakları, aksanlı İngilizcesi, kıvrak zekası ve ışık saçan gözleriyle yılın en şirin performansı olduğu da söylenilebilir. Doktoru ve annesi arasında tercümanlık yaptığı sahneye özellikle dikkat!

Kate Winslet (Revolutionary Road) April Wheeler: 2008'de anlata anlata bitiremediğim Kate Winslet, geçtiğimiz yıl 2 Altın Küre, 1 de Oscar sahibi oldu bildiğiniz gibi. Oscar'ını alması gereken film "Revolutionary Road" iken, ne yazık ki bu başrıya "Reader" ile ulaştı kendisi. Fakat bu yılın en iyi, en mükemmel kadın oyuncu performansı bence April Wheeler rolü ile kendisinindi. Winslet'e ve oyunculuğuna yaptığım güzellemeler için kendisi ile ilgili yazdığım yazıya göz atabilirsiniz. (Altın Küre, En İyi Kadın Oyuncu - Drama Ödülü)

Nurgül Yeşilçay (Vicdan) Aydanur: 2008'de "sonunda" ödüllendirilen bir başka isim ise Türkiye'den Nurgül Yeşilçay'dı. "Vicdan"da, filmin iki yarısında da harikalar yaratan Yeşilçay, bu performansı ile -halen SİYAD'sız olsa da- bir Altın Portakal sahibi oldu. (Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü; Yeşilçam, En İyi Kadın Oyuncu Adayı; SİYAD, En İyi Kadın Oyuncu Adayı)

Elsa Zylberstein (Il y a longtemps que je t'aime) Léa: İngilizce'ye "I've Loved You So Long" olarak çevrilen Fransız filminin Kristin Scott Thomas'ın yanısıra bir başka önemli oyuncusu daha vardı. Kısa saçları, yaşlı gözleri ve genç yaşta anlamadan kabullendiği durumları ablasına yeniden kavuşarak unutmaya çalışan bir kızkardeşti Zylberstein bu filmde.

Devamı Ekim'de...