10 Şubat 2011

Biraz da Tiyatro: İstanbul Devlet Tiyatroları'ndan

Her zamanki gibi, üzülerek, yine geç kalmış bir tiyatro yazısı bu. Bu sonbaharda İstanbul Devlet Tiyatroları'ndan izleme fırsatı bulduğum iki oyun, daha fazla tiyatroya gitmem gerektiğini bir kez daha kanıtladı bana.

"Vahşet Tanrısı" (Yazan: Yasmina Reza, Yön: Celal Kadri Kınoğlu, İstanbul Devlet Tiyatroları, 09/10)

Geçtiğimiz sezondan kalma, tek perdelik bir komedi "Vahşet Tanrısı". 2010 Afife Ödülleri'nde Zerrin Tekindor'a bir ödül ve Zafer Algöz'e bir adaylık; Sadri Alışık Ödülleri'nde ise Ülkü Duru'ya bir ödül getiren oyunda, üç oyuncunun yanısıra İşdar Gökseven de performans sergiliyor. Oyun dört yetişkin insanın 80 dakikada nasıl birer canavara dönüşebildiğini gözler önüne seriyor. 'Vahşet Tanrısı'nın işbaşında olduğunu izlememizin bahanesi, dört ebeveynin çocuklarının tutuştuğu bir kavga sonrası birbirleri ile 'medenice' görüşüp sorunlarını çözmeye çalışması. Kimi yerde abartıya kaçan sahneler barındırsa da, birbirinden eğlenceli karakterleri ile sizi içine çekmeyi başaran bir oyun "Vahşet Tanrısı".


"King Kong'un Kızları" (Yazan: Theresia Walser, Yön: Işıl Yücesoy, İstanbul Devlet Tiyatroları, 10/11)

Oyuncu olarak defalarca tiyatro oyunlarında, sinema filmlerinde ve televizyon dizilerinde izleyip her zaman hayran kaldığım Işıl Yücesoy'un yönetmenliği ile karşımıza çıktığı "King Kong'un Kızları", bir huzurevini mekan tutmakta. Her birinin ayrı bir geçmişi, ayrı hayalkırıklıkları ve bu dünyadan göçüp gitmeden önce gerçekleşmesini hayal ettikleri farklı beklentileri olsa da, yalnızlıkları ve kaderleri ortak yaşlı insanları izliyoruz. Ve en az onlar kadar çalıştıkları yere hapsolmuş, hayattan soyutlanmış, hayallerini gerçekleştirmeye çabalamak yerine gerçekleşmesini beklemeye alışmış huzurevi bakıcıları... Ölümü beklemek ve ölüm bekçiliği üzerine, iyi yazılmış ve iyi oynanmış bir kara komedi "King Kong'un Kızları". Özellikle Tomris Oğuzalp'in sessiz performansı ile büyülediği oyunda, H. Merih Atalay, Ebru Unurtan, Mehlika Balkan, Hanife Şahin, Suna Selen, Emin Olcay, Mahmut Gökgöz ve Turan Günay rol alıyor.

Hiç yorum yok: