11 Eylül saldırılarından 5 yıl sonra iki 11 Eylül filmi karşımızda.
11 Eylül 2001’de neredeydiniz? Bilmem kaçıncı katından bir uçak kanadı gözüken o dumanlı kuleleri ilk defa hangi televizyonda gördüğünüzü hatırlıyor musunuz? Arayan giren kilometreler bize unutturdu belki olanları, ama Rüyalar Ülkesi Amerika’nın insanları ne o binaları, ne de o günü unutabildi.
Hollywood da unutmadı içinden dumanlar çıkan o kuleleri, sinema da unutmadı. 2003 Mayıs’ında Spike Lee’nin “25th Hour” (25. Saat) filminde Edward Norton’ın canlandırdığı Monty Brogan’ın apartman dairesinin penceresinden enkazını gördük ikiz kulelerin. Sonrasında 11 ayrı ülkeden 11 ayrı yönetmenin 11 kısa filmini bir arada izleyiciye sunan “September 11” (11 Eylül) girdi ülkemizde gösterime. Eylül 2004’te Michael Moore, politik belgeseli “Fahrenheit 9/11”da karşımıza çıkardı kuleleri. Ve son olarak Steven Spielberg geçtiğimiz yıl, 11 Eylül teröründen 4 yıl sonra, 11 Eylül’ün 29 yıl öncesindeki terörü anlattı “Munich” (Münih) adlı filminde. Filmin son karelerinde gösterdiler kendilerini seyirciye artık orada olmayan kuleler, beki de hatırlattılar kendilerini “biz buradaydık” diye.
5 yıl sonra, enkazının yerinde yeni bir inşaat, kurbanlarının anısına bir anıt bulunan o kuleleri doğrudan konu almayı seçti Hollywood nihayet. Artık ne belgesellere, ne kısa filmlere, ne de dolaylamalara ihtiyaç duyarak perdeye yerleştirmeyi seçti Amerika’nın sinema insanları, içinden duman çıkan kuleleri. 2006 Nisan’da “United 93” ve Ağustos ayında “World Trade Center”ı seyretti Amerikalılar. Şimdi ise sıra ülkemizde: “United 93” (Uçuş 93) 1 Eylül’de gösterime giren filmler arasındaydı, 29 Eylül’de ise “World Trade Center”ı (Dünya Ticaret Merkezi) seyretme olanağı bulacak Türk sinemaseverler.
Paul Greengrass’ın yönettiği “Uçuş 93”, 11 Eylül 2001 günü kaçırılan dört uçaktan hedefini bulamayan United Hava Yolları’nın 93 sefer sayılı uçağında yaşananları anlatıyor. Filmin ilgi çekici özellikleri; “24” adlı televizyon dizisi misali gerçek zamanlı olarak çekilmesi ve filmde tanınmamış oyuncuların çoğunlukla doğaçlama yöntemiyle oynamış olmaları. Kaçırılan uçağın içinde yaşanan dehşeti görecek ve o anda insanların uçağın hedefini bulmamasını vatanseverliklerinden mi, yoksa sadece uçaktan sağ olarak inebilmek için mi istediklerini anlayacağız bu filmle.
“Müfreze”, “Doğumgünü 4 Temmuz”, “JFK” gibi filmleriyle tanınan yönetmen Oliver Stone’un “Dünya Ticaret Merkezi” ise kulelere düzenlenen saldırıdan hemen sonra binalara giren ve enkazın altında kalan bir itfaiye ekibinin başından geçenleri anlatıyor. Filmde “Uçuş 93”ün aksine Nicholas Cage, Maria Bello, Michael Pena ve Maggie Gyllenhaal gibi deneyimli ve ünlü bir oyuncu kadrosu dikkatleri çekiyor. Özellikle -geçtiğimiz yıl Akademi tarafından en iyi film seçilen “Crash” (Çarpışma) ile tanıdığımız- Michael Pena’nın bu filmdeki performansı eleştirmenlerce oldukça beğenilmiş durumda.
Amerika’da “Bu yılın Akademi Ödülleri’ne 11 Eylül filmleri mi damgasını vuracak?” sorusu merakla tartışıladursun, biz de bu ay bu iki filmi seyretme şansını çok geç olmadan yakalamış oluyoruz. Dört bir yanda terör hala devam ederken, “içinden duman çıkan kuleler” unutulmamış diyebilmek de bir şeydir en azından.
(5 Eylül 2006'da Radikal Genç'te yayınlanmış ilk yazımdır.)
Bugünden notlar: "United 93", 2006 yılı Oscarları'na iki dalda aday oldu. (En İyi Yönetmen, Paul Greengrass ve En İyi Kurgu) Tarafımdan yılın en iyi filmlerinden biri olarak değerlendirildi. "World Trade Center" ise gerek Amerikancılığı, gerek aşırı milliyetçiliği, gerekse aşırı Hristiyan dinciliği ile tarafımdan tiksintiyle karşılandı; dünya çapında da olumsuz eleştiriler aldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder