26 Şubat 2007 gecesi düzenlenen 79.Oscar Ödül Töreni’ni sunan Ellen DeGeneres’in ilk esprisi bu seneki adayların ne kadar farklı milliyetlerden olduğuyla ilgiliydi. Ve komedyenin “Sanırım salonda birkaç Amerikalı da görüyorum.” cümlesini haklı çıkarırcasına Chinese Theatre’ın koltuklarında farklı ülkelerde doğmuş, farklı anadilleri olan, farklı kültürlere sahip onlarca oyuncu, yönetmen, senarist ve hayatını sinemaya adamış insan oturmaktaydı. Belki de, salondaki ‘beyaz Amerikalı’ sayısının en aza indiği ödül töreniydi Akademi tarihi boyunca.
Akademi Ödülleri tarihinde 1928 yılından bu yana verilen ‘En İyi Yönetmen’, ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ve ‘En İyi Kadın Oyuncu’ kategorilerinde ve 1935’ten beri dağıtılan yardımcı oyuncu kategorilerinde bugüne kadar 1750’den fazla oyuncu ve yönetmen aday gösterildi. Bu yılki adaylar açıklanmadan önce bunca oyuncudan yalnızca 47sinin, yönetmenlerdense yalnızca birinin Afrika kökenli oluşu ve sadece 10unun Oscar heykelini evine götürebilmiş olmasıysa yıllarca Akademi üyelerinin önyargılı olduğu konusunda tartışmalara yol açtı. Akademi ‘renk körlüğü’yle ve ırkçılıkla suçlandı.
1939’da “Rüzgar Gibi Geçti” filmindeki rolü ile ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ ödülüne layık görülen Hattie McDaniel, Oscar alan ilk siyahi oyuncu olarak tarihe geçti. Erkeklerde ise onu 1963 yılında kazandığı ödülle Sidney Poitier izledi. 2000li yıllara dek Louis Gossett, Jr. (1982), Denzel Washington (1989), Whoopi Goldberg (1990) ve Cuba Gooding, Jr. (1996) sayıyı 6’ya yükseltti.
2001 yılının en iyilerinin açıklandığı gecede ise tüm dünyayı şaşırtan ve Akademi’ye yöneltilen ırkçılık suçlamalarını çürüten sonuçlar açıklandı: Denzel Washington “İlk Gün”deki performansı ile ‘En İyi Erkek Oyuncu’, Halle Berry ise “Kesişen Yollar”daki rolü ile ‘En İyi Kadın Oyuncu’ seçildi. Bunu Jamie Foxx’un ve Morgan Freeman’ın ödüllendirildiği 2004 yılı ödül töreni izledi. Kendisi de bir Afrika-Amerikalı komedyen olan Chris Rock’ın sunduğu o gecenin ardından Freeman artık farkedilmeye başladıklarını söyleyecek, Halle Berry ise “Bir şeyler değişiyor. Bunu üç yıl önce ödülü aldığımda anlamıştım” diyecekti.
Bu yılki adayların arasında ise yalnızca oyuncular arasında 5 Afrika, 2 Hispanik ve 1 Asya kökenli vardı. “3 Amigos” olarak adlandırılan Meksikalı yönetmenler Alejandro Gonzalez Iñarritu (Babil), Alfonso Cuarón (Son Umut) ve Guillermo del Toro (Pan’ın Labirenti) filmlerinin ise toplam 16 dalda adaylığı bulunuyordu. Clint Eastwood’un tamamen Japon oyunculardan oluşan bir kadroyla çektiği “Iwo Jima’dan Mektuplar”, teknik dallardaki başarısını aldığı 3 ödülle kanıtlayan “Pan’ın Labirenti”, 3 kıtada geçen farklı hikayeleri anlatan “Babil” ve müzik dünyasında Afrika kökenli şarkıcıların farkedilmeye başlamasını konu alan “Rüya Kızlar” gecede adı sıkça geçen yapımlar oldu. Gecede ödüllendirilen Afrika-Amerikalı oyuncular ise “İskoçya’nın Son Kralı” filminde Ugandalı diktatör İdi Amin’i canlandıran Forest Whitaker ve ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ kategorisinde ödüllendirilen ‘Rüya Kız’ Jennifer Hudson oldu.
Akademi Ödülleri tarihinde 1928 yılından bu yana verilen ‘En İyi Yönetmen’, ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ve ‘En İyi Kadın Oyuncu’ kategorilerinde ve 1935’ten beri dağıtılan yardımcı oyuncu kategorilerinde bugüne kadar 1750’den fazla oyuncu ve yönetmen aday gösterildi. Bu yılki adaylar açıklanmadan önce bunca oyuncudan yalnızca 47sinin, yönetmenlerdense yalnızca birinin Afrika kökenli oluşu ve sadece 10unun Oscar heykelini evine götürebilmiş olmasıysa yıllarca Akademi üyelerinin önyargılı olduğu konusunda tartışmalara yol açtı. Akademi ‘renk körlüğü’yle ve ırkçılıkla suçlandı.
1939’da “Rüzgar Gibi Geçti” filmindeki rolü ile ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ ödülüne layık görülen Hattie McDaniel, Oscar alan ilk siyahi oyuncu olarak tarihe geçti. Erkeklerde ise onu 1963 yılında kazandığı ödülle Sidney Poitier izledi. 2000li yıllara dek Louis Gossett, Jr. (1982), Denzel Washington (1989), Whoopi Goldberg (1990) ve Cuba Gooding, Jr. (1996) sayıyı 6’ya yükseltti.
2001 yılının en iyilerinin açıklandığı gecede ise tüm dünyayı şaşırtan ve Akademi’ye yöneltilen ırkçılık suçlamalarını çürüten sonuçlar açıklandı: Denzel Washington “İlk Gün”deki performansı ile ‘En İyi Erkek Oyuncu’, Halle Berry ise “Kesişen Yollar”daki rolü ile ‘En İyi Kadın Oyuncu’ seçildi. Bunu Jamie Foxx’un ve Morgan Freeman’ın ödüllendirildiği 2004 yılı ödül töreni izledi. Kendisi de bir Afrika-Amerikalı komedyen olan Chris Rock’ın sunduğu o gecenin ardından Freeman artık farkedilmeye başladıklarını söyleyecek, Halle Berry ise “Bir şeyler değişiyor. Bunu üç yıl önce ödülü aldığımda anlamıştım” diyecekti.
Bu yılki adayların arasında ise yalnızca oyuncular arasında 5 Afrika, 2 Hispanik ve 1 Asya kökenli vardı. “3 Amigos” olarak adlandırılan Meksikalı yönetmenler Alejandro Gonzalez Iñarritu (Babil), Alfonso Cuarón (Son Umut) ve Guillermo del Toro (Pan’ın Labirenti) filmlerinin ise toplam 16 dalda adaylığı bulunuyordu. Clint Eastwood’un tamamen Japon oyunculardan oluşan bir kadroyla çektiği “Iwo Jima’dan Mektuplar”, teknik dallardaki başarısını aldığı 3 ödülle kanıtlayan “Pan’ın Labirenti”, 3 kıtada geçen farklı hikayeleri anlatan “Babil” ve müzik dünyasında Afrika kökenli şarkıcıların farkedilmeye başlamasını konu alan “Rüya Kızlar” gecede adı sıkça geçen yapımlar oldu. Gecede ödüllendirilen Afrika-Amerikalı oyuncular ise “İskoçya’nın Son Kralı” filminde Ugandalı diktatör İdi Amin’i canlandıran Forest Whitaker ve ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ kategorisinde ödüllendirilen ‘Rüya Kız’ Jennifer Hudson oldu.
Sonuç olarak bu yılki Oscar gecesine, esprilerle ya da ciddi mesajlarla sıkça vurgulandığı gibi, 79. Akademi Ödülleri’ne ‘uluslararasılık’ damgasını vurdu. 2000li yıllardan itibaren görmezden geldiklerini görmeye ve ödüllendirmeye başlayan Akdemi, bu yıl da ‘renk körlüğü’nden kurtulmaya başladığını tüm dünyaya göstermiş oldu.
(6 Mart 2007'de Radikal Genç'te yayınlanmıştır.)
Bugünden notlar: Yazıda da belirttiğim gibi Akademi, artık renk körü değil. Fakat farkettiyseniz yazıda daha çok siyah-beyaz ayrımcılığı üzerine gitmişim. 2000'lerin ilk yarısında bu sorununu aşan Akademi, artık Avrupalı oyuncuların ve sanatçıların da ödüllendirilmesini/aday gösterilmesini olağan karşılamaya başladı. 2007 filmlerinin ödüllendirildiği 2008 Oscar Töreni'nde; en iyi oyuncu ödüllerini İrlandalı Daniel Day-Lewis, Fransız Marion Cotillard, İspanyol Javier Bardem ve İngiliz Tilda Swinton aldı. En İyi Orijinal Senaryo ödülünü eski striptizci Diablo Cody kucakladı. En İyi Orijinal Müzik Ödülü, İtalyan asıllı Dario Marianelli'nin oldu. En İyi Makyaj ödülü ve En İyi Kısa Film ödülü Fransa'ya gitti. Avrupa'dan sonra sırada Asyalılar ve Ortadoğulular var, eminim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder