26 Ocak 2010

Jason Reitman üzerine...

Bağımsız sinemanın yükselen isimlerinden biri olan Jason Reitman, bu yılın en iyi eleştiriler alan ve birçok ödül töreninden eli boş dönmeyen filmlerinden "Up in the Air" ile karşımıza çıktı son olarak. Bu, 2005'teki "Thank You for Smoking" ve 2007'deki "Juno"dan sonraki üçüncü filmi olsa da henüz, birçoklarının favori yönetmenler listesinde yer almasına yetti Reitman'ın.

1977 yılında Kanada'nın Montreal kentinde doğan Jason Reitman; "Ghostbusters" serisi gibi Hollywood gişe filmlerinin yönetmeni olan Ivan Reitman'ın oğlu. 80'li ve 90'lı yıllarda babasının filmlerinde küçük roller oynayarak, bir aktör olarak adım atmış Hollywood dünyasına. Güney California Üniversitesi'nde Yaratıcı Yazma üzerine eğitim görmüş. 1998-2004 yılları arasında, hepsinin senaryosunu kendi yazdığı, üçünde oyuncu olarak da yer aldığı, biri belgesel 6 kısa film çekmiş. 2002 yılında "Dude, Where Is My Car?" adlı komedinin yönetmenliği için kendisine gelen teklifi reddederek bağımsız bir yönetmen olmayı stüdyo yönetmenliğine tercih ettiğini göstermiş.


Reitman, senaryosunu da yazdığı ilk uzun metrajlı filmi olan "Thank You for Smoking"i Christopher Buckley'nin aynı adlı romanından uyarlamış. Tütün Üreticileri Akademisi'nin sözcüsü olarak görev yapan bir adamın ikna yeteneğini; ahlaki değerler ve kapitalist düzeni sorgulamak için yaratılmış hikayesini filminin merkezine oturtmuş. Hem liberallerin, hem de muhafazakarların tamamen kendi görüşlerini savunduklarını sandığı, böylece tarafsızlığını kanıtlamış bir film "Thank You for Smoking". Sigara merkezli olmasına rağmen, film o kadar akıcı ve farklı mesajlarla dolu ki, sigaradan nefret etseniz bile sevebiliyorsunuz bu filmi. -ki Reitman'ın da niyetinin sigara üreticilerinin reklamını yapmak değil, günümüz dünya düzenine eleştirel bir yaklaşımda bulunmak olduğuna eminim.

İlk filmi ile National Board of Review tarafından En İyi İlk Film Ödülü'ne layık görülen ve Amerikan Bağımsız Film Ödülleri'nden En İyi Senaryo Ödülü ile dönen Reitman; büyük çıkışını ise ikinci filmi "Juno" ile yaptı. 2007'de Toronto Film Festivali'ndeki ilk gösteriminden sonra hayran kitlesi sürekli büyüyen, dünyanın dört bir yanında insanlara kendini iyi hissettiren film 4 dalda Oscar adayı olacak kadar büyük yankı uyandırdı. Reitman, bu kez senaryoyu üniversite mezunu bir striptizci olan ve seks üzerine yazıları ile dünyaca ünlü bir blogger haline gelen Diablo Cody takma adlı Brook Busey'e emanet etmişti. Lise çağındaki, yaşıtlarından çok farklı, hayat dolu, müziksever, sivri dilli bir genç kızın kazayla hamile kalışını ve bebeği doğurup evlatlık vermeye karar vermesini konu alan bir filmdi basitçe "Juno". Fakat Diablo Cody'nin senaryosu, Ellen Page'in oyunculuğu ve Kimya Dawson'ın müzikleri ile bu konuyu anlatım şekliyle bir efsaneye dönüştü kısa sürede. En İyi Orijinal Senaryo Oscarı'nı Diablo Cody kazanırken, film En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Kadın Oyuncu dallarında da ödüle aday gösterildi.

Reitman, bu başarısının ardından "Hard C Productions" adlı prodüksiyon şirketini kurdu ve yine Diablo Cody'nin senaryosunu yazdığı "Jennifer's Body" adlı korku komedisinin yapımcılığını üstlendi. Bir yandan da televizyona el atarak "The Office" dizisinin 2 ("Local Ad" (4x05) ve "Frame Toby" (5x08)), "Saturday Night Live" şovunun 1 bölümünde (Ashton Kutcher (33x10)) yönetmen olarak çalıştı. 2009 geldiğinde ise film yönetmenliğine geri dönerek çıtayı gittikçe yükselttiğini gösterdiği 3. filmi "Up in the Air" ile karşımıza çıktı.

Reitman'ın Sheldon Turner ile birlikte Walter Kirn'ün aynı adlı romanından uyarladığı senaryosu ile dikkat çeken "Up in the Air", işten çıkarma işlerini üstlenen bir şirketin deneyimli elemanlarından birinin havaalanları, uçaklar ve otellerde geçen yaşamını konu alıyor. 6 yıldır yönetmenin aklında olan bir proje olmasına rağmen yeni hayata geçebilmiş. Bu süre içinde değişen ekonomik ve toplumsal koşullar, artan işten çıkarmalar; önce bir komedi olarak düşünülen filmin dramatik yanının ön plana çıkmasına ve mizahi yönünü koruyan bir dramaya dönüşmesine neden olmuş. Filmin başrolündeki George Clooney ve yan rollerdeki Anna Kendrick ile Vera Farmiga'nın performansları ile de iyi eleştirler alan "Up in the Air", geçtiğimiz günlerde 6 dalda aday olduğu Altın Küreler'den En İyi Senaryo Ödülü ile döndü. Oscar gecesinde de adını en azından önümüzdeki hafta açıklanacak adaylar arasında sıkça duyacağımız film, yine klasik bir Jason Reitman filmi.

Henüz üçüncü filmini çekmiş bir yönetmen için "klasik bir x filmi" kalıbını kullandığımın farkındayım. Fakat Jason Reitman, gerçekten belirli bir çizgide ilerleyen bağımsız yönetmenlerden. Anlattığı hikayelerin atmosfer benzerliği bir yana; tercih ettiği gözde oyuncuları, kendi kimliğine sahip bir anlatım dili, kullandığı çekim teknikleri ve müzik kullanımı ile tanımlayabiliriz bu çizgiyi. J.K. Simmons, Jason Bateman, Sam Elliot gibi başarılı oyuncuların bundan sonraki Reitman filmlerinde de sıkça karşımıza çıkması sürpriz olmayacaktır örneğin. Veya Diablo Cody ile yönetmenin (veya yapımcı kimliği ile yine Reitman'ın) ortaklıklarının süreceği...

Jason Reitman, gerek bir senarist gerekse bir yönetmen olarak gittikçe yükselmekte olan başarılı bir isim bağımsız sinemada. Takip edilmesi gereken, siz takip etmesiniz de bir şekilde sizi bulacak kadar hoş filmler yapan bir isim.

Hiç yorum yok: