14 Kasım 2010

En İyi Oyuncular: 2009, Bölüm II

Oyunculuk, geride iz bırakacak ve akıllara kazınacak denli rolü yaşamak olmalı diyenlerdenseniz, 2009 sinemasının en iyi performansları karşınızda... Yazının bu ikinci bölümünde sıra erkeklerde. Kimi zalim ve acımasız, kimi masum mu masum, kimi güçlü, kimi güçsüz,kimi çocuksu, kimi ciddi ve sert, kimi genç, kimi yaşlı 20 adam. Etkileyici ve yaralayıcı performanslar hepsi de... (Oyuncular soyadı sırasına göre sıralanmıştır.)

Erdem Akakçe (Karanlıktakiler) Egemen: Evinin paşası, acımasız hayatınsa sadece bir piyonu olan Egemen'in hikayesini anlatıyordu Çağan Irmak'ın "Issız Adam" sonrasındaki karanlıktaki hikayesi. Erdem Akakçe ise Meral Çetinkaya ile karşılıklı döktürüyor, büyük bedene hapsolmuş masum bir çocuğu canlandırıyordu. (SİYAD, En İyi Erkek Oyuncu Adayı)

George Clooney (Up in the Air) Ryan Bingham: Otel odaları, havaalanları ve uçaklar evi olmuş bir kapitalist düzen adamının ülkenin etrafında dönüp duruşunun kahramanı Ryan Bingham, George Clooney'nin bedeninde hayat buldu. İşi insanları işsiz bırakmak olan bir adamın da aslında bir insan olduğunu perdede görmemizi sağladı Clooney'nin yeteneği. (Oscar, En İyi Erkek Oyuncu Adayı; Altın Küre, En İyi Erkek Oyuncu - Drama Adayı)

Matt Damon (Invictus) François Pienaar: Damon "Invictus"ta, Güney Afrika Rugby Takımı Kaptanı'nı canlandıran Matt Damon, aynı yıl içinde bir de yalanlarıyla casusları çileden çıkaran bir adamı canlandırdı "Informant!"ta. (Oscar, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Adayı; Altın Küre, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Adayı, En İyi Erkek Oyuncu - Komedi/Müzikal Adayı (Informant!))
Robert Downey Jr. (Sherlock Holmes) Sherlock Holmes: Dedektiflik maceraları tarihinin en önemli karakterlerinden olan Sherlock Holmes, 21. yüzyılda Robert Downey Jr.'ın bedeninde canlandı yeniden. Bu kez Guy Ritchie'nin kusursuz yönetmenliği sayesinde snob bir Londralı değil, adeta bir süperkahraman vardı karşımızda. (Altın Küre, En İyi Erkek Oyuncu - Komedi/Müzikal Ödülü)

Öner Erkan (Bornova Bornova) Hakan: Filmin başından sonuna doğru ilerledikçe izlediğimiz bir saatli bombaydı Hakan. Masum, saf, hayattaki tek amacı kadrolu bir taksici olmak olan bir Bornova delikanlısının, liseli bir kıza aşık olmasıyla işler karışıyordu. Öner Erkan, tiyatro kökenli oluşunun da etkisini gösterdiği başarılı bir oyunculuk sergiliyordu. (Yeşilçam, En İyi Erkek Oyuncu Adayı; SİYAD, En İyi Erkek Oyuncu Adayı)
Mert Fırat (Başka Dilde Aşk) Onur: Sağır ve dilsiz bir gencin call-center'da çalışan bir kızile yaşadığı aşktı söz konusu olan. Mert Fırat, çok kolay abartıya kaçabilecek, duygu sömürüsüne dönüşebilecek bir rolün altından çok iyi kalkmıştı. İlksen Başarır'ın ilk filminde hem başrolü üstlenen, hem de senaristliği onunla paylaşan Fırat; yönetmenin ikinci filmi "Atlıkarınca"da da aynı şekilde karşımızda olacak. (Yeşilçam, En İyi Erkek Oyuncu Ödülü; SİYAD, En İyi Erkek Oyuncu Adayı)

Colin Firth (A Single Man) Prof. George Falconer: 20. yüzyılın ortasında siyah-beyaz bir dünyaya hapsolmuş eşcinsel bir akademisyenin hayatının son günü olmasına karar verdiği gün dünyayı gördüğü renkleri anlatan bir duygusal hikayenin en iyi yanlarından biriydi başroldeki Colin Firth'ün yeteneği. İntihar girişimi sahnesindeki komediden, filmin geneline yayılan romantizme kadar her duyguyu çok iyi verebilen bir yetenek... (Oscar, En İyi Erkek Oyuncu Adayı; Altın Küre, En İyi Erkek Oyuncu - Drama Adayı)

Morgan Freeman (
Invictus) Nelson Mandela: Yakın tarihin en önemli politik figürlerinden biri olan Nelson Mandela'yı daha önce birçok oyuncu canlandırsa da, gelmiş geçmiş en büyük oyunculardan olan Morgan Freeman'ın yeri tabii ki ayrıydı. Usta oyuncu, bu rolde de her zamanki gibi o kadar doğal oynuyordu ki, onun Nelson Mandela olduğuna inandım denilebilir. Tıpkı "Bruce Almighty"den sonra bir süre, "Eğer bir Tanrı varsa, Morgan Freeman gibi gözüküyordur." diye düşündüğüm gibi. (Oscar, En İyi Erkek Oyuncu Adayı; Altın Küre, En İyi Erkek Oyuncu - Drama Adayı)

Joseph Gordon-Levitt (
(500) Days of Summer) Tom Hansen: Son yılların yükselen yıldızlarından Joseph Gordon-Levitt, Heath Ledger'ı anımsatan yüzü ile romantik komedilerde baş göstermeye başladı. Yılın en iyi filmlerinden "(500) Days of Summer"da umutsuz bir aşığı oynayan ve Summer adındaki kızdan çekmediği kalmayan Tom ile karşımızdaydı. Aklımdan hiçbir zaman gitmeyecek "You Make My Dreams" eşliğindeki sahnede kendisine özellikle dikkat edilmesi gerekiyor. (Altın Küre, En İyi Erkek Oyuncu - Komedi/Müzikal Adayı)
Engin Günaydın (Vavien) Celal: Taylan Biraderler'in kara komedisi "Vavien"de Binnur Kaya ile karşılıklı muhteşem bir uyum yakalayan, aynı zamanda filmin çok iyi senaryosunun altında imzası bulunan Engin Günaydın; nefret ettiğim televizyon oyuncularından olsa da "Vavien" ile yeniden doğdu benim için. Aynı anda hem bu kadar güldüren, hem de bu kadar hüzünlendiren bir rolü hem yazmak, hem de oynamak zor iş çünkü. (Yeşilçam, En İyi Erkek Oyuncu Adayı; SİYAD, En İyi Erkek Oyuncu Adayı)

Woody Harrelson (Messenger) Captain Tony Stone: Şehit askerlerin ailelerine bu haberi verme görevinde uzmanlaşmış bir asker. Ve aynı görev için başkalarını eğitmekle görevlendirilmiş bir asker. Geçtiğimiz yıl "2012" ve "Zombieland" filmlerinde de çok iyi olmayan oyunculuklarını gördüğümüz Harrelson, "Messenger" gibi düşük bütçeli bir yapımda kariyerini kurtarmaya çalışmış, iyi de yapmış. (Oscar, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Adayı; Altın Küre, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Adayı)
Jae Head (Blind Side) S.J. Tuohy: Sandra Bullock'a Oscar'ını getiren "Blind Side"ın en güzel yanlarından biri oğlu rolündeki Jae Head idi. Annesinin evlerine getirdiği ve oğlu gibi sevdiği devasa boyutlardaki çocukla en iyi anlaşanlardan biri olan SJ'in filmdeki görevi büyüktü ve Jae bu görevin altından Sandra Bullock'tan rol çalarak kalkmıştı.
Christian McKay (Me and Orson Welles) Orson Welles: Yardımcı bir karakter olsa da, gerçek insanları canlandırmak zor bir iştir. Richard Linklater'ın Zac Efron'u başrole koyduğu ve geçmişin Broadway'ine saygı duruşu niteliğindeki filmi "Me and Orson Welles"ın Orson Welles'ı, pek tanımadığımız oyuncu Christian McKay oldu. Harika değildi belki ama, son ana kadar adı Oscar aday adayları arasında geçti, ve bu listeye girmeyi hak etti.
Alfred Molina (An Education) Jack: Kızını, geleceğini etkileyecek hatalarından korumaya çalışan, fakat işin ucunda kaleyi içten fetheden bir damat olunca her şeyi görmezden gelebilen bir babayı canlandırdı Alfred Molina.
Clive Owen (Duplicity) Ray Koval: Aksiyon filmlerine çok yakışan asık suratlı yıldız Clive Owen, bu kez Julia Roberts ile mükemmel bir ikili oluşturdu. 2004'teki "Closer"dan sonra ilk kez bir araya gelen oyuncular, filmin iki ajanı olarak "Mr. and Mrs. Smith"ten çok daha eğlenceli bir çift olarak karşımızdaydı.

Jeremy Renner
(
Hurt Locker) Sergeant First Class William James: Yılın en iyi filmlerinden "Hurt Locker"ın cesur, kural-sınır tanımayan bomba imha uzmanı William James'e hayat veren Jeremy Renner, harika bir çıkış yakaladı. Karakterin psikolojisini çok iyi yansıtan Renner, bu ilk önemli rolü ile Oscar adayı olmayı da başardı. (Oscar, En İyi Erkek Oyuncu Adayı)

Sam Rockwell
(
Moon) Sam Bell: Bütün filmi tek başına ayakta tutan ve kendi ile karşılıklı oynayan bir oyuncu... Hollywood'un hak ettiği ilgiyi ve takdiri hiçbir zaman görememiş oyuncularından Rockwell, ne yazık ki yine yeterince takdir edilmedi 2009'daki başarısı ile.
Settar Tanrıöğen (Vavien) Cemal: Filmin ana kahramanı Celal'in, en az onun kadar saf olan abisini canlandıran Tanrıöğen, özellikle televizyona sazı ile eşlik ettiği sahne ile adını başarılı oyuncular listesine altın harflerle yazdırdı. (Yeşilçam, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Adayı; SİYAD, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü)

Luis Tosar (Celda 211) Malamadre: Bir İspanyol hapishanesinin reisi, bir hapishane ayaklanmasının zeki lideri ve harika bir oyunculuk. İzlemeden anlayamazsınız.

Christoph Waltz (Inglourious Basterds) Col. Hans Landa: Sinema tarihinin kötü adamlar listesine üst sıralardan giren bir karakterin kelimeleri kifayetsiz bırakan oyuncusu. İngilizce, Almanca, Fransızca ve İtalyanca konuşarak; dört dilde de aynı mükemmeliyeti yakalayan Christoph Waltz, "Bunca yıldır neredeydin?" diye sordurttu. Tarantino'nun en iyi filmlerinden "Inglourious Basterds" Christoph Waltz olmadan bu kadar iyi olmayabilirdi sanki. (Oscar, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü; Altın Küre, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü)

Hiç yorum yok: