1935 doğumlu Woody Allen, 50'li yıllarda televizyon yazarı olarak başladığı kariyerini, 60'lı yıllarda sinema ile renklendirmiş, her yıl yeni bir filmle karşımıza çıkacak kadar üretken ve yaratıcı bir yazar ve yönetmen. Aynı zamanda filmlerinin birçoğunda başrolde oynayacak kadar da yetenekli. Kendine özgü mizahı ve eğlendirici bilinç akışıyla unutulmaz diyalogları sinema tarihine kazıyan bir yazar olduğu kadar, çoğu zaman mizahın içine yedirdiği polisiye unsurların bazen dramaya kaçtığı filmlerindeki yönetmenliği ile göz kamaştıran bir film insanı. 21 adaylığı ve bunlardan üçü ile sahip olduğu 3 Oscar heykeliyle de Akademi tarihinde en çok adaylığa sahip 16. insan kendisi.
Woody Allen'ın tüm bu yetenekli özelliklerinden en öne çıkanı ise kuşkusuz yazarlığı. Amerikan Yazarlar Birliği (WGA) tarafından 18 kez orijinal senaryo dalında birliğin büyük ödülüne aday gösterilen Allen, 14 adaylıkla da Akademi tarihinin en çok adaylığa sahip yazarı. 14 Oscar adaylığından "Annie Hall" (1978) ve "Hannah and Her Sisters" (1987) filmlerindeki senaryosu ile prestijli ödülün sahibi olmuş. (Woody Allen'ın 3. Oscar'ı da "Annie Hall" ile kazandığı En İyi Yönetmen ödülü). Yazdığı ve yönettiği filmlerle başarısı arttıkça, çalıştığı isimler arasına da sektörün en önemli ve en yetenekli oyuncularının birer birer katılıyor olması filmlerinin kalitesini daha da yükseltiyor ve bu bir kısır döngü haline geliyor.
Oyuncularına da sayısız ödül kazandırmış Woody Allen'ın filmlerinden nasibini alan son isim ise geçtiğimiz yıl "Vicky Cristina Barcelona"daki harika yazılmış rolünün hakkını vererek En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Oscar sahibi olan Penélope Cruz. Son zamanlarda Scarlett Johansson'ı filmlerinde ("Vicky Cristina Barcelona", "Scoop", "Match Point") sıkça ağırlayan Allen'ın 60'lardan günümüze çalıştığı oyuncuların hepsi de birbirinden ünlü isimler. Diğer yandan kariyeri boyunca New York City'i mekan olarak benimsemiş olan yönetmen/senarist, New York City filmleri ile özdeşleştikten sonra 2000'lerin ortasında bir anda Avrupa turuna çıkıp, Londra'da çektiği 3 ve Barcelona'da çektiği 1 filmle son zamanlarda düşüşe geçen kariyerinin gidişatını tekrar eski görkemli dönemlerine geri döndürdü. "Vicky Cristina Barcelona"nın Barcelona şehri tarafından sipariş verilmiş bir film olması ve hem Woody Allen, hem oyuncuları, hem de şehrin turizmi açısından sağladığı yarar düşünülürse; kendisinin önümüzdeki yıllarda benzer teklifleri değerlendireceği kesin.
Düşüşe geçtiği 2000'lerin başından, Avrupa yolculuğuna Woody Allen'ın en iyileri benim için şöyle sıralanıyor:
Kişisel Mansiyon: Melinda and Melinda (2004): Bir grup yazar arkadaşın yemek masasında trajedi ve komedi türlerinin hangisinin daha iyi olduğunu tartışmasıyla başlayan çift-kişilikli bir senaryo karşımızdaki. Yemek masasında yaratılan Melinda karakterinin, iki tarafın iki ayrı hikayesinde yaşadıkları. Başrolünde Radha Mitchell'in oynadığı filmin kadrosunda Chiwetel Ejiofor, Will Ferrell, Amanda Peet, Chloë Sevigny ve Steve Carrell gibi ünlü isimler yer alıyor.
5) Cassandra's Dream (2007): Woody Allen'ın Londra'da çektiği 3. filmi olan "Cassandra's Dream", iki kardeşin para kazanmak için amcalarının verdiği pis işi yapıp yapmamak arasında gidip geldikleri; vicdanlarını, kendilerini ve birbirlerini sorguladıkları karanlık bir hikayeye sahip. Colin Farell, Ewan McGregor ve Tom Wilkinson'lı kadrosuyla ve Philip Glass'ın müzikleriyle de dikkat çeken film karakterlerin psikolojilerini çok güzel irdeleyen, başarılı bir suç filmi.
4) The Curse of the Jade Scorpion (2001): Woody Allen filmlerinde çokça karşımıza çıkan sihirbazlık kavramını kullanan film, 1940'lı yıllarda geçen bir öyküye sahip. Bir sihirbaz tarafından hipnotize edildikten sonra, bilinçsizce kendi müşterilerini soyan sigorta şirketi dedektifi ve nefret ettiği çalışma arkadaşının hikayesi. Woody Allen ve Helen Hunt'ın karşılıklı performansları oldukça tatmin edici, senaryo ise oldukça esprili.
3) Whatever Works (2009): Woody Allen'ın bu onyıldaki son harikası, geçtiğimiz aylarda Filmekimi'nde seyretme fırsatı bulduğum "Whatever Works", 4 yıllık aradan sonra yine New York City'de geçiyor. Larry David, Evan Rachel Wood ve Patricia Clarkson'ın her biri birbirinden mükkemmel yazılmış karakterleri ve oyunculuklarıyla gülme krizlerine sokan, zekice esprilerle bezeli ve Woody Allen kokan bir film gerçekten. Vizyona girdiğinde mutlaka izlenmeli.
2) Vicky Cristina Barcelona (2008): Barcelona şehri tarafından sipariş edilen ve Woody Allen'ın Avrupa yolculuğunu Londra'dan bu şehre taşıyan bu film, bir aşk dörtgeni üzerine kurulu. Köşelerin adları ise Javier Bardem, Scarlett Johansson, Penélope Cruz ve Rebecca Hall. İngilizce ve İspanyolca doğaçlamalarda mizahın ve tutkunun havalarda uçuştuğu, keyifli, aşkla ve güzel insanlarla dolu bir film. (Oscar, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü; Altın Küre, En İyi Film - Komedi/Müzikal Ödülü, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Adayı, En İyi Erkek Oyuncu - Komedi/Müzikal Adayı, En İyi Kadın Oyuncu - Komedi/Müzikal Adayı )
1) Match Point (2005): Woody Allen'ın tam da vasatlaşmaya başladığı bir dönemde okyanusun karşısına geçerek doğru bir karar verdiğini gösteren yapım, Scarlett Johansson ve Jonathan Rhys Meyers'ı biraraya getiren suç draması "Match Point". İnanılmaz senaryosu, Londra görüntüleri ve Scarlett Johansson başta olmak üzere yerinde oyuncu seçimlerileriyle sadece Woody Allen'ın değil, 2005 yılının da en iyi filmlerinden biri. (Oscar, En İyi Orijinal Senaryo Adayı; Altın Küre, En İyi Film - Drama Adayı, En İyi Yönetmen Adayı)
Woody Allen'ın yazmaya, yönetmeye ve oynamaya sonuna dek devam etmesini ve bunu yalnızca NYC'de değil dünyanın tüm güzel şehirlerinde yapmasını diliyor, her yıl yeni bir filmini heyecanla bekliyorum.
3 yorum:
seviyorum bu adamı
ne dersin yolu İstanbul'a da düşer mi ??
Cassandra's Dream'e gitmiştim, sevmiştim ama pek de favorim sayılmaz...
Vicky Christina Barcelona ise favori Allen filmim olmasının yanısıra son yıllarda seyrettiğim en iyi filmlerden biriydi.
Çok güzel bir yazı olmuş Woody Allen'la ilgili.
Bir insan nasıl hem bu kadar nicelikli hem de bu kadar nitelikli işlere imza atar? Neredeyse her sene bir film, çoğu kaliteli!
Yorum Gönder