10 Temmuz 2009

Haftanın Filmi #5: Conversations with Other Women (2005)

Tek mekanda, iki oyuncu ve düşük bir bütçe ile çekilen minimalist bir film "Conversations with Other Women". Fakat aynı zamanda bu sadelik içinde orijinal şeyler yapmayı başarmış bir film. 2008'de !F Bağımsız Filmler Festivali'nde gösterildiğinde seyredemediğim filmi, geçtiğimiz yaz izleme fırsatı bulmuş ve gayet tatmin olmuştum.

İlk uzun metrajlı filmi olan "Alma Mater"i 2002'de çeken Hans Canosa'nın ikinci filmi "Conversations with Other Women"ı, Canosa'nın önceki filminin de senaristi olan Gabrielle Zevin yazmış. 85 dakika boyunca gördüğümüz isimsiz kahramanlar ("Man" ve "Woman" şeklinde geçiyor isimleri) ise Helena Bonham Carter ve Aaron Eckhart oynuyor.

Film, adından da biraz anlaşılacağı üzere, kadınlar ve erkekler üzerine. Bir otelde düğüne davetli olan bir kadın ve bir erkeğin, sıkılmaları sonucu karşılaştıktan sonraki diyaloglarından ibaret... Balo salonunda başlayan diyaloglar, sürpriz değil, asansörde ve otel odasında devam ediyor. Film boyunca ikilinin kişisel sorunlarına, geçmişlerine ve ilişkilerine tanık oluyoruz. Kadın-erkek ilşikileri üzerine güzel laflar var diyaloglar boyunca.

Fakat filmin alamet-i farikası, yönetmeni de çekim sonrası dönemde en çok zorlayan ve çileden çıkaran kurgusu. Ayrı ayrı erkeğe ve kadına odaklanan iki ayrı kamera tarafından çekilen filmi, 85 dakika boyunca ikiye bölünmüş bir ekrandan seyrediyoruz. Görüntüler o kadar içiçe ki, diğer kamerayı görmekten korktuğunuz anlar oluyor. Fakat bir erkeğin ve bir kadının bakış açısından aynı anda takip ediyorsunuz diyalogları bu sayede. İşe alınan editör, işin zorluğundan şikayet ederek filmi kurgulamayı reddettikten sonra filmin bu zor kısmı da yönetmenin üzerine kalmış. Daha önce hiç film kurgulamayan Canosa, birkaç gün içinde Final Cut Pro programını öğrenerek gerçekleştirmiş filmin zorlu kurgusunu.

Film hakkındaki son ilginçlik, bu kadar mütevazı bir yapımda 100'den fazla görsel efekt bulunması. Efektler, bazı sahneleri daha az figüran kullanarak kalabalık göstermek için (zamanında iktidar partimizin de yaptığı gibi) ve oyuncuların otel odasında çıplak ayak yapılan çekimlerde kirlenen ayaklarını temiz göstermek için (!) kullanılmış.

Filmin müziklerine damgasını vuran ise Fransa'nın first lady'si Carla Bruni. Henüz Sarkozy ile evlenmediği dönemlerde kaydettiği, 2003 tarihli "Quelqu'un m'a dit" albümündeki "Le Plus Beau du Quartier", "J'en connais" ve "L'excessive" adlı şarkılarıyla filme yumuşak ve iç ısıtıcı şarkılarıyla katkıda bulunmuş Bruni.

"Conversations with Other Women", iki dalda Independent Spirit Ödülleri'ne aday gösterilirken; Tokya Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü'ne layık görülmüş. Aynı filmde Helena Bonham Carter, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nün sahibi olmuş.

2 yorum:

Benay dedi ki...

ben de if! de kaçırıp geçen yaz izlemiştim bu filmi... kadın-erkek ilşkileri hakkında hoş saptamalarda bulunan başarılı bir film... bu filmi beğenenlere before sunrise ve before sunset filmlerini de öneririm...

tuncywashere dedi ki...

Çok akıllıca bir senaryosu vardı bu filmin :) Bağımsızlıkta son noktalardan birisidir bence. Tahmin edilemeyen ve beklenmeyen bir sona sahip...