22 Eylül 2008

Düşmek ve Düşünmek Üzerine...

Popstarımızı aradığımız yıllardı, ben lisedeydim o zamanlar. Birbiri ardına yayınlanan hemen hemen aynı formattaki onlarca yarışma nedeniyle yüzlerce gereksiz insan girdi hayatlarımıza o dönemlerde. Girdiler, birkaç ay kaldılar ve çıkıp gittiler. Müzikle alakası olmayan BBG sonrasında, Popstar ile müzikle ilgili olmaya başladı her şey. Fakat tüm bu yarışmaların arasında bana en kaliteli geleni, her zaman "Akademi Türkiye" oldu o günlerde. Ve bu kalite, sadece yarışmanın adındaki 'Akademi' sözcüğünden kaynaklanmıyordu. Gerek eğitmenleri, gerekse yarışmacılarıydı yarışmayı kaliteli yapan.

"Akademi Türkiye"deki favorim Özgür ve Pınar'dı. Haklarındaki tüm dedikodular, ilişkileri, 'Pınar'ın dışarda erkek arkadaşı vardı' sansasyonları bir yana; ikisi de sesleri, görüntüleri, sahne duruşları ve yorumlarıyla benim müzik zevkime hitap eden insanlardı. Bir gece saat 11 civarında canlı yayında Pınar'ın evin bahçesinde oturmuş "Animal Instinct" söylediğini duyduğumda anlamıştım bunu. Ya da Özgür resimde gördüğünüz inanılmaz gömlekle sahneye çıktığında.

Özgür Çevik, onlarca yarışmanın ardında bıraktığı yüzlerce insandan en yeteneklisiydi, yine bana göre, ve gelecek konusunda zekiydi. Yarışmadan sonra hemen çıkarmadı albümünü, yıllarca bekledi. Ve unutulmamak için, bir diziyle çıktı karşımıza. Birçok yarışma-formatından-hayatımıza-giren-yıldızcık aynı şeyi yaptıysa da başarılı olamadı. Ama Özgür, Nehir Erdoğan'la yakaladığı uyumdan mıdır, dizideki usta isimlerin desteğinden midir, yoksa gerçekten oyunculuk yeteneği de birazcık içinde olduğundan mıdır nedir, yıllarca yayınlanan ve sevilen bir dizinin, "Yabancı Damat"ın yüzü oldu. Bence başarısının nedeni, hiçbir zaman kendisini oyuncu sanmayıp, oyunculuğu Sumru Yavrucuk'tan ya da Erdal Özyağcılar'dan çalmaya değil öğrenmeye çalışması oldu.

ve 2008'de, beklediğim şey gerçekleşti. "Akademi Türkiye"nin güneş yüzlü çocuğu, "Yabancı Damat"ın Niko'su Özgür Çevik; %90'ı kendi yazdığı ve bestelediği şarkılardan oluşan "Düşünce" adlı albümünü çıkardı geçtiğimiz aylarda.

Albümün adından şarkı sözlerine, düzenlemelerden vokale, baştan sonra rahatlatıcı ve geçmişi düşündürücü bir albüm "Düşünce". Düşmek ve düşünmek üzerine... Geçmişini sorgulayan siyahlar giymiş sarışın bir adamın gözyaşları kıvamında. Derin sözler ve yumuşak bir müzikle... Güzel şarkı söylemenin bağırmaktan ibaret olmadığını bilen bir vokal tarafından usulca içinize işliyor hepsi. Rock'ın siyahının ve indie'nin beyazının bir arada olduğu bir albüm "Düşünce".

"Bir daha aşık olamam bu şehirde / İki kez yıkanılmaz bir nehirde / Sular akıp gider, yüreğin yitip giderken / Değişmez sandığın artık yok" kadar yalnız, "Düşüşüm duruşum oldu / Kaldırmayın beni yerden / Kirletmeyin ellerimi / Dokunmayın bana lütfen" kadar anlamlı sözler var albümün başından sonuna dek.

Sonra bir de Fikret Kızılok şarkısı var, "Farketmeden" en az kendi şarkıları kadar benimseyerek yorumladığı. "Vazgeçip uzaktan senin yanında / Kendime cevapsız soru sormuşum / Kaybolup giderken fırtınalarda / Gönlümce bir ıssız ada bulmuşum / Farketmeden farketmeden / Farketmeden senin olmuşum." şeklindeki sözleriyle albümün genel yalnızlık, geçmişe özlem ve pişmanlık temasına uygun.

Aslına bakarsanız alter-ego'ma taktığım adın "Özgür" olmasının başlıca sebebidir kendisi. Ve böyle güzel bir albümle farklı olduğunu gösterdiği için, bir sonraki albümünü ve biraz daha 'olduğunu' görmeyi/dinlemeyi daha şimdiden sabırsızlıkla bekliyorum Özgür'ün.

2 yorum:

farawaysoclose dedi ki...

Katılıyorum, "Akademi Türkiye" şimdiye kadarki en kaliteli star yarışmasıydı. cidden iyi şovlar hazırlıyorlardı, şarkıların seçimi iyiydi, üstelik yarışmacıların en az yarısı birçok popcudan daha yetenekliydi. en az rating alan popstar yarışması olduğunu öğrenince inanamamıştım! sanırım tek sezon yapıldı, arkası gelmedi.

mayksisman dedi ki...

emre korkuyorum ben!

bu kadar güzel özetleme bazı şeyleri!


ve özgür ki farketmeden'i akustik söylerken görüp de mest oluşum bile yeter kendisini "iyi" saymak için.


farketmeden... hımmm... farketmeden... farketmeden senin olmuşum... hımmmm...

ses tonunun da bu kadar iyi ve sevilesi olduğunu ben o yarışma döneminde farkedememiştim. ve evet ben de lisedeydim!