En sevdiğim dergi Sinema, 15. yayın yılını kutlarken, birkaç aydır üzerinde çalıştığı "Son 15 Yılın En İyi 100 Filmi Anketi"nin sonuçlarını geçtiğimiz gün çıkardığı özel sayısı ile açıkladı. Türkiye'deki tüm sinemaseverlerin heyecanla katıldığını düşündüğüm bu anket, Türk sinefillerinin 'damak' zevkini ne kadar yansıtıyor, orası ise tartışılır. Sonuçlar, bazı istatistikler ve benim doldurduğum anket formu karşınızda.
"Son 15 Yılın En İyi 100 Filmi" listesi oluşturulurken, herkesin 15 filme oy verdiği düşünülürse, listenin ilk 15ini açıklamak gerekiyor öncelikle. Türk sinefillerin kutsal filmleri şu şekilde sıralanmış:
2) Shawshank Redemption (1994) / Frank Darabont
3) Matrix (1999) / Wachowski Bros.
4) Lord of the Rings: The Return of the King (2003) / Peter Jackson
5) Pulp Fiction (1994) / Quentin Tarantino
6) Dark Knight (2008) / Christopher Nolan
7) Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring (2001) / Peter Jackson
8) Braveheart (1995) / Mel Gibson
9) Se7en (1995) / David Fincher
10) Forrest Gump (1994) / Robert Zemeckis
11) Usual Suspects (1995) / Bryan Singer
12) Titanic (1997) / James Cameron
13) Gladiator (2000) / Ridley Scott
14) Oldboy (2003) / Chan-wook Park
15) Léon (1994) / Luc Besson
Farkettiyseniz liste çoğunlukla 90lı yıllar sinemasından oluşuyor. Bunun nedeni çoğu sinemaseverin "şimdi herkes yeni filmleri hatırlayıp onlara oy verecek, eskileri unutmayalım" kaygısı mı, yoksa gerçekten 90lı yıllar sinemasının 2000ler sinemasını sollaması mıdır tartışılır. Fakat "Lord of the Rings" ve David Fincher'in zaferi açıkça görülüyor. Evet, yurdum insanı karanlık ve görkemli filmleri seviyor sanırım.
İlk 100'e giren filmler konusundaki istatistiklere gelince...
90lı yıllar ilk 15'e toplanmış olsa da, genele bakıldığında homojen bir dağılım söz konusu denilebilir. 10'ar filmle listeye giren 2003 ve 2004 yıllarını, 9 film ile 2006 ve 8'er filmle 2008, 2001 ve 1998 takip ediyor. Sezon henüz yeni başlıyor olmasına rağmen 2009'dan listeye girebilmiş (ve bunu fazlasıyla hakeden) bir film de var: "Inglorious Basterds".
Hollywood listenin neredeyse %70'ine hakim. Listede, Türk sinemasına ait 8, Avrupa sinemasına ait 15, Uzakdoğu sinemasına ait 5, Latin Amerika sinemasına ait 3 film var. Türk seyircisinin ilk 100'ündeki ilk 5 Türk filmi ise şöyle:
2) Eşkiya (1996) / Yavuz Turgul (24)
3) Masumiyet (1997) / Zeki Demirkubuz (60)
4) Issız Adam (2008) / Çağan Irmak (63)
5) Uzak (2002) / Nuri Bilge Ceylan (70)
Listede 3 animasyon film var: İlki 69. sıradaki anime "Sen to Chihiro no kamikakushi" (2001). İkincisi 77. sıradaki "Wall-E" (2008), diğeri ise 82. sıradaki "Ice Age" (2002). Diğer yandan sinefillerin yanında popüler ve romantik filmlere aşık bir kitlenin de fazlasıyla oy kullandığı açıkça görülüyor. "Twilight"ın (2008) listenin 44. sırasında, "Issız Adam"ın (2008) 63. sırada bulunması bir yana, listede "Troy" (2004), "Pirates of the Caribbean: The Curse of the Black Pearl" (2003) gibi eğlencelik filmlerin bulunması da bunu ortaya koyuyor. Romantik gençlerimizin oyları ise "Notebook"u (2004) anca 81. sıraya taşımaya yetmiş.
Son 15 yılın en büyük yönetmenleri, 4'er filmi ile listeyen giren iki Amerikalı: Quentin Tarantino ve Christopher Nolan. Onları üçlemeleri ile listeye giren Peter Jackson ve Alejandro Gonzalez Iñarritu ile 3 filmleri ile listede bulunan Coen Kardeşler izliyor. Türk yönetmenlerden ise 2'şer film ile listede bulunan Çağan Irmak, Zeki Demirkubuz ve Nuri Bilge Ceylan öne çıkıyor.
Gelelim bloggerınıza... Pek çoklarının bildiği üzere sinema delisi bir insan olmama rağmen efsanevi filmleri izlememiş olmam sorun yaratan bir durum. (İlk 15'teki filmlerin yalnızca 6'sını seyrettim, evet. Ama ilk 100'deki filmlerdeki performansım %60'ın üzerinde.) Benim listem aşağıda gördüğünüz gibiydi. Fakat her ne kadar hesap kitap yapmaya çalışsam da, alfabetik sıralanması daha doğru bir liste bu. Çünkü ilk sıramdaki "Amélie" dışında her gün yerleri değişebilecek bir liste. (Mesela o listede neden seyrettiğim en iyi Türk filmi olan "Korkuyorum Anne" (2004) yok, bilemiyorum.) Listemdeki filmlerin 9'u ilk 100'e girmeyi başarabilmiş. Ama tabii zevkler ve renkler tartışılır.
Sinema Dergisi'ne bu mükemmel çalışma ve özel sayı için teşekkürler...
2 yorum:
Ben oyumu taaa yazın kullanmıştım, nelere oy verdiğimi bile hatırlamıyorum ama ilk üçte neleri yazdığım açık sanırım. Güzel olmuş liste, Twilight izleyicilerinin filmi yükseklere çıkaramamasının sebebi basit : O filmi izleyen ve beğenen kesim sinema sanatı denen şeyden bihaber, hatta Sinema dergisini bile bilmezler.
Twillight'ın kitabını okuduktan sonra film çok basit ve sığ geldi, beğenmedim.
Yorum Gönder