Bir yıl daha geçti. Üst sınıftan arkadaşlarım diye bir şeyin kalmayacağı, derslerin sayısının azalıp, gelecek planlarının yeniden gündeme oturacağı bir başkasına bırakmak üzere terkediyor bizi. Korkuyorum.
Geçtiğimiz yıl ne kadar güldüğümüzü, ne kadar eğlendiğimizi düşünüyorum sonra. Bunlar yaşanmasaydı çekilmeyecek, bunlar olmasaydı geçmeyecek bir yıl. Ve bunlarsız gelmeyecek bir gelecek.
Bakalım kim, ne demiş 2007-2008 eğitim-öğretim yılında.
Derslerden SPS303 - Law and Ethics:
> "Mehmet Sağır" (Hocamız Mehmet Ağır demeye çalışıyor.)
> "Engli-engli-engli-engli-engli-engli-engli-engli..." (English demeye çabalıyor.)
Derslerden HUM212 - Major Works of Modern Art:
> "Is it a dog, is it a wife, is it a picnic tube?" (Monet'nin bir tablosundaki belirsiz cisim hakkında)
> "It is really really really really really really, i mean REALLY far. If you wanna go away, go to Tahiti, you cannot go any further." (Hocamız Gauguin'i destekliyor)
> Hoca: Guess the name of this painting... Come on, what is on it?
Sınıftan ses: Christ?
Hoca: Hmm. No, but you are in the same range of people.
("The Prophet" adlı tablo üzerine)
Derslerden MS302 - Stochastic Models in Operational Research:
> "Chill out." (Kerem'e)
> "Sometimes you shouldn't be that brave." (Almul'a)
> "You guys scare me time to time."
> "Olay böyle bir noktaya gelince, artık susacaksın, başka yapacak bir şey yok. Konuştukça batıyorsun." (Kerem'e)
> "Benim içim rahat etmiyor sana bulaşmazsam. Neyse, ismin de kolaymış, onu da öğrendim." (Kerem'e)
> "Ben şaka yapabilirim, siz gülemezsiniz. ... Şaka, şaka!"
> "Ben zamanında "mrb hcm" diye mail almış insanım. Tamam anladık, sesli harfleri sevmiyorsunuz da, çüş denilen bir şey var.
Derslerden MS304 - Adı neydi..
> "Ama hep aynı insanlar kendi aralarında konuşmasın olur mu? Biraz da farklı insanlar kendi aralarında konuşsun."
> "Bu şimdi integer programming örne... Aaa! İngilizce! Sorry. This is an integer programming example."
> "Sıfırbirikiüçdörtbeşaltıyedise...(nefes alır)...kizdokuzononbironiki..."
> Hoca: Bunu Şafak sormuştu.
Şafak: Yoo, hayır.
> "Feasimal"
> "Yıllarca, yüzyıllarca, ışıkyıllarınca uğraşır, yine de çözemez."
> Hoca: Bu çok önemli bir şey, bu yüzden lütfen bir dakika... (üzerinde düşünün demek isterken)
Sınıftan ses: Saygı duruşu?
> "Aa burada da Mitsubishi. Burada da Mitsubishi. Demek ki onların Mehmet'i gibi bir şey bu herhalde."
> "GAMSız hayat olmaz" (Hocamız GAMS programının önemini anlatıyor)
> "Bugünün goodyleri bunlar."
> "Programa "Mustafa bak birazdan Ahmet gelecek" diyorsun, Ahmet geliyor. Onun gibi.. Deklare ediyorsun."
> "Bugüne kadar çok fazla sağa ya da çok fazla sola vurmuş olabilirim ama hiçbir zaman sağ gösterip sol vurmadım."
> "Haaaaaaaaaaaayııııııııııııııırrrrrrrrrrr!" (Hocamız dosyayı save etmeyi unuttuğunda)
Derslerden MS307 - Work Analysis and Design:
> "Who got the horses, are now in Üsküdar."
> "There is a joke about this: Two man talk. "How is your wife?", "Based on what?" "
> "Unnnnnnnnnnnbelieveable.."
> "When I was in Puerto Rico..."
> "I did disturb them I guess." (Dışarıdan geçenlerin sınıfın kapısını kapaması üzerine.)
> "There are people doing it, but they don't work in industries, they work in circuses."
> "If you be this slow in the exam, don't cry for me argentina."
Derslerden MS303 - Decision Economics:
- "Sizin 5 dakkanız kaça?"
- ".... is optimizing." (Hocamızın facebook iletisi.)
Derslerden MS305 - Simulation:
- "Kontünyuslu"
- "Let me make a remark."
- "Edvençıt"
- "Senin adın neydi ya hep unutuyorum? Apu, apul, apungaç?" (Hocamız Almula'nın ismini hatırlamaya çalışırken)
- "Kerem, yaşam enerjimi içimden çekip çıkarıyorsun ya!"
- "Almula sen kalk oradan! (Amfiden iki kişi kopar.) Noldu yine mi yanlış söyledim?
Derslerden MS401 - Production and Service Systems Operations:
- "Previously on Lost." (Hocamız son derste yaptıklarını tekrar etmeden önce)
- Hoca: What is the reason of doing this?
Kızın biri: Yannız Türkçe söliceaamm. Trendini daha efficient olarak forecast edebilmek için olabilir mi?
Ve biz:
> "Yok yok, bu Google'dakiler kesin bana yazıyor." - Nilay
> "Şahan Irmak" - Sezin
> "Liu Cong Meng bile CEO oluyo, biz olamıyoruz be Nilay." - EMR.
> "Ömer Seyferttin galaksileri" - Sina
> "Ama seks yani..!" - İsmini vermek istemeyen izleyici
> "Çizgili giymeye cesaretin var mı?" - Kerem & Almul
> "Olm aynı şey deil. Sen bir mühendis parçasısın. Bense tanrıyım." - Fikret'in ego patlaması
> EMR.: Haftaya haftasonu işin yoksa bi Brad Pitt falan yaparız. (Assassination of Jesse James'e gideriz anlamında)
Işıl: Ben de isterim, keşke Brad Pitt'i yapsak.
> (Fikret'e facebook rakı sofrasından acılı ezme yollamam üzerine)
Fikret: Ama ben acılı ezme sevmem ki.
EMR.: Aaa başka bir şey yollayalım hemen.
Fikret: Ama ben rakı da sevmem.
Fikret: Neden o sofrada olduğumu bile bilmiyorum.
> "Şu anda gelecek için plan yapamıyorum." - Nilay (evine koltuk getirecek mobilyacılara telefonda)
> "Giresuun, Öööö, Zonguldaaak, Giresuuun, Ay ay ay! Eee, Eee!, Giresuuun, İiii, Rizeee! - Nilay (soyadını kodluyor)
İyi tatiller herkese..
Shipping Antiques Across the Tasman
2 yıl önce
2 yorum:
süpermiş yaa :))))
bu postu alırım sık kullanılanlarıma ekler, bol bol da gülerim! :)))
don't cry for me argentina süper
senin fikret'le facebook rakı sofrası olayı süpper
previously on lost olayı süper
who got the horses are now in üsküdar mükemmel! :)))))
çok başarılı bir seçmece olmuş, ellerine sağlık!
Yorum Gönder