25 Ocak 2008

Mutlu Sonlar üzerine...



















This is the way you left me,
I'm not pretending.
No hope, no love, no glory,
No Happy Ending.
This is the way that we love,
Like it's forever.
Then live the rest of our life,
But not together.
Mika'nın insanın keyfini yerine getiren, bir anda ciddi ciddi "Cartoon Motion" bir hayata sokuveren albümü ile tanıştığım günün üzerinden 1 yıl geçti neredeyse.
İyimserlik mi dersiniz, Polyannacılık mı, çocukluk mu... Hayatın güzel bir şey olduğunu kanıtlamak istiyor sanki Mika dinledikçe. Yüzünüzü güldürüyor. Ama bir yere kadar...
Çünkü o şarkı geldiğinde hayatın ta kendisi olmayı seçiyor, ve ağlatıyor. Mutlu sonlar yok çünkü, herkes gibi o da biliyor. Hayat bir Disney "Enchanted"ı değil, olmayacak da hiçbir zaman.

Bu sabah yine kafam otobüsün camına dayalı, gerçekleri fısıldadı müzik kulaklarıma.

Mutlu son yok belki de.. O yüzden ulaşmaya çalıştığımız halde bulamıyoruz mutlu sonları. Olmadıkları için.
"Life in Cartoon Motion" bile olsa, Mika bile olsa söz konusu olan, yok öyle bir şey...
Hem ne demiş Teoman: "Mutlu aşk olsa bile, mutlu son yoktur."

Hiç yorum yok: