23 Ocak 2008

Ananaslar üzerine...

Sabrina vardı hatırlar mısınız? Çok severek izlerdim. Melissa Joan Hart oynardı. Bir bölümünde insanları ananasa çevirmeyi öğrenmişti Sabrina. Sevmediği insanları susturmanın, sevmediği insanları yok etmeden hayatından ve dünyadan silmenin kolay bir yoluydu ananasa çevirmek.

Çocukluğumdan kalan en büyük fantezilerimden biri de kesinlikle budur işte: Sevmediğim insanları ananasa çevirmek… Böyle bir şey yapabilmenin nasıl bir şey olacağını düşünmek bile keyif verirdi bana sevmediğim, aşırı sinirlendiğim biriyle karşı karşıya durduğum zamanlarda. Hala da veriyor.

Perihan Mağden’i ananasa çevirmek istiyorum mesela. Ertuğrul Özkök’ü, Mehmet Ali Erbil’i, Peker Açıkalın’ı, Şafak Sezer’i, kuytu köşelerde yiyişen türbanlıları, Sacha Baron Cohen’i, Kadir Çöpdemir’i, politikacıları, aşırı milliyetçileri, dincileri, Kıraç’ı… Birkaç hocayı, aptal insanları… Aptal sorular soran sinir bozucu insanları…

Bir saniyede olup bitsin her şey. Kanlı canlı o nefret kusturan etten kemikten insan, üstünde yeşil yaprakları olan kahverengi cüce bir bitkimsiye dönüşsün.

Sessizleşsin etraf, sussun…

O rahatlığı düşünün.

Ananasları düşünün.

Hiç yorum yok: