Kulaklar önemlidir. Beş duyumuzdan bir tanesi olan işitmeyi gerçekleştirebilmemizi sağlarlar. Ama farklılık gösterebilirler kendi aralarında. Bazıları deliktir, bazıları büyüktür, bazıları yapışıktır örneğin. Ne bileyim, Gwyneth Paltrow'un kulak memesi yoktur mesela. Abdullah Gül'ün kulakları kepçedir. Ama diğer yandan fazla da önemli organlar olmasa gerekler ki, bu bozuklukları birinin Oscar'lı bir aktris, diğerinin cumhurbaşkanı olmasını engelleyememiştir.
Kulaktan çok duyduklarını algılama tarzı önemlidir insanın, bazıları kulaklarıyla duyup beyinleriyle; bazıları kulaklarıyla duyup kaba etleriyle algılarlar çünkü. Ama yine de bu ikinci kategoriye girenleri ayıplamak yersizdir. Çünkü birinci kategoriye girenler algılama organlarıyla aynı zamanda oturmak, gaz çıkarmak ve benzeri eylemleri de aynı anda sergileyemiyorlarken; onlar yapabilirler.
Kimininse kulakları ve algılama merkezleri arasında kestirme yollar vardır, ki bunlar çoğu zaman beyinleriyle düşünenler olmaz. Diğer bir deyişle bazılarının kulakları ve poposu arasında sinir sisteminden bağımsız olarak çalışan bir boru vardır. Bu boru bir sözcük öbeği duyulduğu anda başka bir sözcük öbeğini çağrıştırmaya yarayabileceği gibi (bkz. Nükleer silah -> Demokrasi getirmek); her şeye aynı kalıplarla cevap vermeye de yarayabilir (bkz. “Orman yanmış.” -> ‘Hay Allah.’, “Su yokmuş” -> ‘Yağdır Allah.’, “Şaraplı Risotto?” -> ‘Maazallah.’, “22 Temmuz” -> ‘Maaşallah.’, “Laiklik?” -> ‘Yallah.’, “Şeriat?” -> ‘İnşallah.’ … ).
Bazen kulağı ve duyma yetisi olduğu halde duymak istememeyi seçenlere de rastlanır. ‘3 Maymun’ olayında “duymam” rolünü üstlenen maymun; kulaklarını tıkamaktadır mesela. Bunun dışında, ülkemiz kadınarının yüzde 40'tan fazlası; duyu organlarının işlevselliğini azaltmak, düşüncelerine çeşitli sesler karışmasın da tamamen ilahi düşüncelerine yoğunlaşabilsinler diye kulaklarının üzerine ince bir örtü germek suretiyle ‘3 Maymun’dan biri olurlar.
Çalışma hayatında ise kulakların işlevsellik kazandığı meslekler vardır. Örneğin müzikle uğraşan insanlar, işini müzikle yapanlar, ekmeğini müzikten kazananların kulaksız yapabilecekleri düşünülemez. Beethoven yapmıştır zamanında, o ayrıdır. Kültür Bakanı dediğimiz mesela, müzikten anlamalı, dolayısıyla kulağı iyi olmalıdır. Fakat başbakanı İngilizce bilmeyen bir ülke ise söz konusu olan, böyle bir şart aramak yanlış olabilir zaman zaman. Problem en kolay yoldan, başka bir müziğiyle ekmeğini kazanan meslek grubu olan müezzinleri bu makama uygun görmekle çözülebilir.
Diğer yandan kulağınız olmasına gerek olmayan meslekler de mevcuttur. Örneğin siyasetçilerin yaptıkları iş daha çok dinlemeye değil, konuşmaya dayalı olduğundan kulaksız da yapılabilir. Zaten birçok şey farklıdır siyasette, ama fazla girmeye gerek yok o taraflara. ‘Maazallah’ yanlış anlaşılır duyulanlar.
Ama kulaklar önemlidir. Bir sürü insan var şu dünyada ve ülkede ki ‘3 Maymun’dan biri kılıklı.
Ne de güzel demiş Bekir Coşkun, “Bu siyasette dünyanın en güzel çiçeği (gül) dahi bıyıklı.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder