Her şey sinemalarda, televizyonlarda gördüğümüz o reklamla başladı!
Her şeyin yerli yerine oturmaya başladığının bir işaretiydi sanki.
Her şeyin yerli yerine oturmaya başladığının bir işaretiydi sanki.
Bir ilkti: Hamdi abi birasını buldu!
Sıkıyordu zaten.
Sonra okuduk gazetelerde; taşlar bir bir yerleşiyordu yerine:
“Hande Yener Romeo’sunu buldu!”
Sıkılıyordu zaten.
Sonra bomba düştü gündeme: Türk halkı cumhurbaşkanını buldu.
Eskisi paso veto ediyordu zaten.
En sonunda “O benim cumhurbaşkanım olmayacak” diyenler cevabını buldu.
Kovuluverdiler ülkeden, bir anda, ne olduklarını anlamadan.
Yakışırdı ‘onlar’a bu cevabı vermek zaten.
Bu haftaki Tempo dergisi güzel bir dosya hazırlamış ‘bizler’ için: “Yeni Cumhurbaşkanına Alışamayanlar için Çekip Gidilecek Ülkeler Rehberi”. Bir de röportaj yapmışlar Bekir Coşkun ile. Kendisi bulamamış gidecek bir yer, bu güzel ülkeden başka. Hiçbir zaman gitmek istemedi ki zaten.
Ben de bulamadım gidecek hiçbir yer. Gitmek istemiyorum ki zaten.
%53’lük azınlıktan biriyim çünkü.
“Kimse yerinden kıpırdamasın. Türkiye’de duyguları yerinde olan, alıngan insanlara daha çok ihtiyaç var. Asıl, Başbakan’ın git sözünü ciddiye alanlar bu ülkede kalmalı. Ülke bizim! Nereye gidiyoruz? Başka bir ülkede nasıl yaşayabilirim ki? Ben yapı olarak biraz köylüyümdür. Türkiye tam bana göre. Uygar bir ülkede yaşamam son derece zor. Yürürken boş kola kutusuna tekme atmak, sokakta aç hayvanlara yiyecek vermek, arada bir okuyucudan küfür işitmek… Bunları başka bir ülkede yaşayamam. Bindiğim taksi, biraz sigara kokmalı, şoförü üç günlük sakallı olmalı. Gıcır gıcır bir takside canım sıkılır. Sahilde giderken burnuma kanalizasyon kokusu çarptığında, “Hah işte, ülkemdeyim!” diyebiliyorum. Elimde ne varsa artık domates mi, salatalık mı, yarısını yiyip denize atabiliyorum. Başka bir ülkede çöp kutusu aramak zorunda kalacağım. Karakterimde biraz köylülük olduğu için köşemin adı da ‘Onuncu Köy’. Benim başka bir ülkede yaşamam çok zor. Fakat Tayyip Erdoğan’ın başka bir ülkede yaşaması benden daha zor. Bu kadar çam deviren bir insanın başka bir ülkede yaşaması mümkün değil.” (Bekir Coşkun, 30 Ağustos 2007, Tempo Dergisi Röportajı’ndan)
Hamdi Abi birasını, Hande Yener Romeo’sunu, Türk halkı cumhurbaşkanını buldu.
Bir biz bulamadık gideceğimiz yeri.
Ne yazık ki…